" ey masal prensesi "gülümsese dudağım acıları bir yense ellerimle okşasan bükülmüş boyunları el ele tutuşarak çocuk yanım öğrense bir masal sokağında oynanan oyunları bana seni anlatsan gözlerimle bakarak saçlarından başlasan gönül bin asır dinler gökyüzünden masa kur kokulu mum yakarak omzumda hasret yüklü ağlaşır güvercinler nasıldır, ne haldedir gözlerinin elası ? kaç güneş doğumunda tekmesiz sancılanır? ben ki sevdam yüzünden peşinde baş belası beni bu şehirde ki bütün sokaklar tanır adımlarımdan ürküp, titreşir penceren de avuçlarımla doldur serçelerin suyunu ne bendedir hakikat, ne anlatırsan sen de aşk inatçıdır hâlâ değiştirmez huyunu say, ağlatmışım seni yanağında ki kirim hissetmez mi sanırsın içimi yakan sesi farzet ki habersizce gelen bir misafirim kaf dağında ağırla ey masal prensesi uytun ........... |