Düşünür; yeniden düşünen ve şimdiye kadar üzerinde düşünülmüş şeylerin asla yeterince düşünülmemiş olduğu kanısına varan kimsedir. (Paul Valery)
Paylaş
dağların heybetini aşıp, sulak vadiye uzayan yolda hava basınçlı hava istilâ altında ovalarda barut kokusu yamaçlarda kurşunlar...
salkım-saçak açtığından beri mor sümbüller papatyalara kızar, beyazda ararım suçun en büyüğünü yeşertmek için fidanları köküne sevgi boca edip, dallarına çaput asmalı karıncalar geri çekilmeli kayıkları yüzdürmeli okyanusta yeniden sular yükselmeli kıyılara mavi suların serinliğine bırakmalı uçsuzluğu köpüklere sereserpe uzanır gibi tohum saçmalı çor topraklara yüreğimin kıvılcımları kavursa da çölleri rüzgârda hep umut taşır, ıslığımın sesi dağınıksa saçlarım benim değil hep rüzgârın kabahati...
köstebek yuvasına parmak basıp, arı kovanına çomak sokar gibi yağmalarım gökyüzünü Güneş’i istilâ eder yağmurlar biriktiririm avuçlarımda yeter ki bitsin bu savaşlar anne sona ersin yeryüzünde kahırlar...
gecenin karasında bir türkü tutturursa kuşlar şimşekler çakarsa göz hizanda kor alevlerde beni düşün anne başucundayım yalınayakla... sana söz korksun gazabımdan bu kâinat...
adres sormaya kalksam kan kusukları etraf çıkmaz sokaklarda, kesik başlar sığınaklarda kaderiyle başbaşa cüzzamlı insanlar nedir bu? yolların perişan hâli anne tahta masalarda devrik sişeler karşımda yabana atılmayacak, iri kıyım, kıvrak belli dansözler dil-i lâl, soluk benizli güzeller etek uçları belde, ayakları kan rengi belli ki üzüm çiğnemişler bağbozumu mu gelmiş yoksa hazan mevsimi mi ? karıştırdım ne zaman kırlangıçlar göçe kalksa sınır ötesi köyler silinir haritada sanki takvimde yapraklar azalır ne zaman gözüm saate alsa zaman anlamsızlaşır hiç hesapta yokken adsız bir mevsim belirir hayalimde ayaklarımda amansız sancılar kasıklarıma dayalı, bileklerimden kesmeye kalkar kör bıçaklar iklimler başa döner tepelerde kar-boran tepelerde uğultu sesleri anne birazdan sefere çıkar içimin sessiz gemileri şimdi...
oysa ki erkendir ölüm soğuktur yüzü kapıyı çaldığında bir sabah vakti okunan ezândan anlarsın bunu nefes almak istersin, sadece bir nefes Dünya’yı verip üstünü almadan faydasız bana sevginle ölümsüzlüğü bağışla anne şefkâtin muskası boynumda kollarımla sarayım ati’ nin bir kez daha çeperini hıçkırığım kesilsin bahşiş dağıtayım muhtaçlara değişsin yeryüzünün renkleri çığır açalım sayfalarca yeniden yapılansın Mezopotamya...
bir daha sakın bir daha anne ağlamaklı bir cocuk sesiyle irkilmeyeyim yatağımda uçurtmasının ipleri, kopmuş ellerinde annesi ağıtlar yakarken meydanda babası vurulmuş Kosova’da...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Erkendir Ölüm Her Seferi Farklı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Erkendir Ölüm Her Seferi Farklı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
yoksa hazan mevsimi mi ? karıştırdım ne zaman kırlangıçlar göçe kalksa sınır ötesi köyler silinir haritada sanki takvimde yapraklar azalır ne zaman gözüm saate alsa zaman anlamsızlaşır hiç hesapta yokken adsız bir mevsim belirir hayalimde ayaklarımda amansız sancılar kasıklarıma dayalı, bileklerimden kesmeye kalkar kör bıçaklar iklimler başa döner tepelerde kar-boran tepelerde uğultu sesleri anne birazdan sefere çıkar içimin sessiz gemileri şimdi...
duyarlı yüreğin kalemin var olsun sevgi hnm saçlar acı yüzünü gösteriyor mısır arakan sessiz savaşlarda binlence insan katlediliyor hep çıkar uğruna aneticede insan ölüyor harika eserini kutlarım sevgilerle sağlıcakla kalaın
bir ağıttır bu dizeler barış adına bir ağıttır tüm kırılan umutlara yeşeren filizlere doğmamış güne geçikmiş adalete ve tecellisine vuslatın,bir ağıttır okuduğum dizeler insanın özüne..tebrikler şairim......
erkendir ölüm
soğuktur yüzü kapıyı çaldığında
bir sabah vakti.....yüreğine sağlık... söz biter yazı kalır...