An'sızı'm ...
.......Belki tuhaf gelecek ama;
uyku mahurluğuyla uyanacaksın bir sabah, yatağında bir sağa, bir sola gövdeni esnetecek, doğrulmaya çalıştığın anda, gözlerin sehpaya takılıp kalacak, öylece... Enine yırtılmış bir zarf’tan dışına doğru çıkan beyaz kağıtta ki; ’’Seninle herşey güzel di. Lakin gitmem gerek. Hoşçakal’’ yazısına takılacak uyku sersemi gözlerin ... Yerini acı bir burukluğa terk edecek içinde ki yorğunluk. Yatağından o an çıkmak dahi istemeyeceksin, dar gelecek koca odan ve yeryüzü ... Terkedilmenin hüznü kaplayacak yatağının soğuk tarafını, kahredecek, ve cevabını dahi bilmediğin sorular kafanda yer etmeye başlayacak. Odanın duvarlarında gözlerin birlikte yan yana çekinmiş olduğunuz resimleri arayacak, koca bir boşluktan başka birşeyi göremeyecek... Buruşmuş gömleğini giymek için el atacaksın, rengine takılıp saatlerce kalakalacaksın... Mavi yi nede çok severdi; diyeceksin... .....Evet , en çok ta maviyi severdi deyip, teselli arayacaksın, kendini gördüğün aynalarda... Kendin den başka kendin kalmayacak, yarı açık pencerenden koca kente kuşbakışı bakacaksın sonra, ....... Dilinin ucuna gelip te bir türlü haykıramadığın onlarca kelimelerin olacak, yutacaksın sesini, gıkın bile çıkmayacak ... ......sonra ken(d)tine , maviliğine , lanetler kusacaksın içinden sessiz harfler kullanarak ... Bir ayrılık bu kadar haince olabilir mi ? diye ..... Bir bitiş bu denli habersizce içime yerleştirilebilirmiydi diye ... ! |
Keşke bunu kısa bir deneme yazısı olarak yazılar bölümünde paylaşaydınız.
Tebrikler...