ÜRPERİŞ
Ürperiş ki, her akşam bir mahreme bezenir,
Düş köprüsü sıratın ellerinde günahsız. Gece, ürkek tutkusu ufuklarda tüllenir; Gündüz, göklerde duâ; rind kabrinde günahsız. Tozpembesi korkular kâinata gebedir, Yeryüzüne münzevi nakşettiği duygudan. Gönlün kelâm örgüsü akla mutlak darbedir; İşkencesi tefekkür çilesine denk sudan. Mahlûkattan münezzeh meşâleler uykusuz, Nağmelerin mehtâbı masivayı simgeler. Tütsülenen renklerin hüzzâm yangını susuz; Tan yerinde hüzünlü bir hayâli gölgeler. Ezelden bu ümidi ne eninler coşturdu, Deniz anlık remzedir manzarası serâba. Aks-i sadâ nüksetti; hafakanlar kudurdu; Gök kubbeler yükseldi minâreden mihrâba. Şaire kan kusturan, öfke köpüren asra, Müthiş fikir sancısı ürperiş, çığlık salar. Ruh çehresi ahengin içinde ardı sıra; Bir beyhude boşlukta noksan kaldı manalar. |