İLKİN TEKRARI
Sevgili diyorum
Yaşlanırsam şayet Yani kaldırmadan başımı göğsünden bilmem kaç yıl Geçtiğinde zamanın Sen hırçınlıklarımı düşünüp/ dalıp dalıp giderken Gizlice gülümseyeceksin/ bir ayıba gülümser gibi Ben sana aldırmadan Bütün bir yaşamın çiçeklerini dikiyor olacağım Meçhul aşklar anıtına Renkleri gülüşünden derlenmiş Diyelim ki o an bir fideyi kırıyorum Bir gülü koparıyorum dalından Kuş sürülerini ürkütüyorum, terk ediyorlar bahçeyi —Kastımdan değil, sakarlığımdan- Yine gülümseyeceksin, bu kez biraz mahcup Sezgin güçlüdür, bilirsin sebebini Kırgınlıklarım düşmüş olacak aklıma Kaçışların/ Bir çay içimine ayıramadığımız zaman Dört adımını birlikte yürüyemediğimiz yollar O sihirli Ağustos akşamlarında Gözlerin puslanacak biraz Örselemiş olacak bizi Her anına kafa tuttuğumuz hayat Yine böyle yaşardık diyeceğiz, yeniden başlasak yaşama Bağışlamadan / bağışlanmadan Gün batımına tutsak korsanlar gibi Fırtınalara gülümseyerek Peşini bırakmayacak Alışkanlıklarımın en kötüsü İlki tekrar edeceğim Yere indireceksin bakışlarını Ellerimle yüzünü kaldırıp gözlerine bakacağım İşim rast gelmez yoksa Sarılıp büyürken çiçekler aşka Olur ya Ölürsem eğer… Ölüm dediğin ne ki Bir sisten başka. |