Bana gözlerini yurt eyle öleyim sevdiğim
Yokluğun yüreğime bir son vuruştu
Pimi çekilmiş bir el bombası gibi Yüreğim şarampnel parçalarına ayrılmıştı Her yer can kırıklarımla doluydu Üstelik ikimize ait hiçbir stranda adımız geçmiyordu Allah’a el açıp seni diliyordum Sen yüreğimden beni defalarca vuruyordun Sen vuruyordun yüreğimden beni Ben defalarca yokluğuna direniyordum Belki de yüreğim benden çok sana aitti Benden çok sana sarılıyordu Benden çok sen oluyordu Yokluğunda idama mahkum bir adamım şimdi Dar ağacına bedenimi asarlarken Bir bankın köşesine yanlızlığımı yatırıyordum Göğü üstüme örtüp Gözlerimi yumuyordum Sanki yasa dışı bir sevdaydı benimkisi Yurdundan sürgün edilmiş bir çocuğun, mülteci bakışları gibi, Sen, dağların bağrında açan KARDELEN’sin sevdiğim Özgürlük dağlarında Ulaşılması zor olansın Dicle gibi berrak akarsın Fırat gibi asil bakarsın Sen mem-ü zin sin Sen acılarımın ilacısın Sen gönlümün dilberisin Hayatımsın bu cihanda Yani yüreğimsin sevdiğim Bu şehir şimdi sensiz sevdiğim Bu şehir sensizken Kar altında kalmış gibidir Heryerim buz kesilir Üşürüm senden habersiz Senden habersiz ölürüm Güneşin doğup doğmaması umurumda değil sevdiğim Bana gözlerini yurt eyle öleyim sevdiğim İbrahim DALKILIÇ |