Yeni Mahsul Düşler
Yeni Mahsul Düşler
“U/yandırma kerizi, bulandırır denizi!” Böyle kurulmaz fantezi! Çığlık yok, heyecan yok! Yörüngesinden, çıkamaz ki dolap beygiri! Zaten kaç tur attığının önemi de yok! Bazı bin kere anlatmak gerekli! Anlayan olsun bir kez, yeterli… Tilkinin dolaşıp döneceği yer neresi? Ama ölmeden sağ, salim gelmeli… Yeni mahsul düşlerde eskiye yer yok! Olmayacak… Aynı tas aynı hamam olmayacak! Hakiki olan her ne ise asla solmayacak! Gayri verilen emekler zayi olmayacak… Haaa! Kıyamdaymış insanlar! Gördüğüm, yok edilen benlikler; Benliğini silip diz çökenler! Hafızanızı mı sildi, sizi güdenler? Hep aynı eski kadim terane? İlim, öğreti, kutsallar bahane; Yağmalanmış gönüller virane! Amma ve lakin popülerlik şahane… Böyle aklın içine tükür, Rahmet yağıyor, şükür! Heyhat! Esiyor, gürlüyor! Öğrenmiş bir kere, ezber kusuyor! En iyi yaptıkları alay, Nasırına basınca da kalay! Haşa! Gıybet haram, ama dedikodu çok kolay! “Kötü”lemekle tamam oluyor zaten olay! Üretmezler, gerek de görmezler! Mevcutlar yandaşlara yeter! Nimet, kapış kapış; şükür ister… Yorgan gitse belki kavga da biter? Söylemler cafcaflı; kıyam, uyanış, farkındalık! Sokaklara düştü şimdi bilinçsiz kalabalık! Yeni söylemler daha etkili, eskiler çatlak! Zihinler esir, şaşkın ama kurtulacak! Beyni dumur olmuş yaşlılar! Çekilecek, susacak! Çünkü gençler; yeni mahsul düşler kuracak! Ahmet Bektaş |