EMEKLİ DÜŞÜNCE
Eski yoldan deniz kenarına doğru yürürken, esinti çarpıyordu yüzüme
Elektriklerin loş ışıkları sabah aydınlığında kayboluyordu iyice Erkeklerden başkalarının bulunmadığı erken saatlerdi, başlarken güne En fazla yarım saat kalmıştı, yeryüzü yeniden kavuşacaktı güneşine Ellerim ceplerimde yürüyorum, yavaş adımlarla kendimden emin sessizce Eni konu hayallerim yoktu, geziniyordum sabahın köründe öylesine Eski binalar arasından yükselmişti yeni binalar küstahça gökyüzüne En kibar dille, diyorlar sanki eskiye, “ne işiniz var gidin artık tarihe” Emekli olmuş insanların emekli olmuş düşüncesiyle baktım yeryüzüne Ellerimi salladım boşlukta, “hey gidi günler hey” diye, duymadı ki hiç kimse Ezilmiş, parçalanmış çöp torbalarından kokular yükseliyor ekşimişçesine Eğilmiş bir çocuk çöp bidonunun içine, karıştırıyor sabahın köründe El kadar çocuklar var ellerinde simitler, bağırıyorlardı “simitçi diye” En güzel çağlarında “ekmek parası kazanacaklar” hayatlarına hediye Eyvahlar olsun, bilirim çocukların babaları yataklardadır bilinçsizce Etik değerleri böyledir bakarlar yaşamak için çocukların ellerine Eğer “devlet, devlet olsaydı, böyle olmazdı” diyerek söylendim kendi kendime Elinden tutardı böyle çocukların, vermezdi bu şartlarda ailelerine Eskiden sorumluluk vardı, babalarda, ailelerde, toplumda, devletlerde Eh pek takan yok artık sorumlulukları, herkes kendini kurtarmanın peşinde 16.07.2013 – İzmir Şiir 25 hece olup, her mısra aynı harfle başlar ve biter. |