Aylardan ramazan,
Ağzım kapalı,
Gönlüm açık,
Sık sık karnım acıksa da,
Resimlerine her baktığımda,
Doyarım.

Hava sıcak,
Yer yer bulutlar var,
Yağmurlar yağmasa da,
Kuşlar içsin diye,
Kapının önüne su tası koyarım.
O zaman anlarım ki,
Duygularım ölmemiş,
Demek ki, insanım,
Benim de bir canım var.

Millette sabır kalmamış,
Karşıki evden bir kadın,
Çocuğuna kızıyor,
Pazarda adam, karısına bağırıyor,
Şu domatesin rengi güzel,
Alalım diyor adam.
Hayır! diyor karısı.
Bir kaşık suda fırtına kopuyor.

Pide kuyruğunda beklemesi de ölüm!
Fırın, fırın değil, sanki cehennem.
Ben de pideyi erken alırım,
Çekmem bu eziyeti.
Geçmiyor saatler,
Kuruyor boğazlar,
Hele o son dakikalar yok mu,
İşkence halini alıyor,
Midem kazınıyor,
Dudağım kuruyor,
Şeytan diyor ki,
Unut oruç olduğunu,
Kana kana su iç!

En nihayet geçiyor saatler,
Son dakikalarda saniyeler bile sayılı,
Hakemin bitiş düdüğü bekleniyor sanki,
Ömür de sayılıymış, nefes de sayılıymış,
Ciddi ciddi düşününce, zamanla anlıyor insan.

Dışarıdan sokak köpeklerinin sesi duyuluyor,
Kedi sesleri de nerden çıktı?
Kedi köpek kavgası mı var acep?
Kulaklar pür dikkat,
Sinek uçsa vızıltısı duyulacak,
Birazdan hoca ezan okuyacak,
Oku artık hoca!
Canımıza okunmuş zaten,
Başla! haydi başla!
Başla da, sabrımızı taşırma!
Nihayet okunuyor ezan.
Bir telaştır alıyor beni,
Ulan hangisinden başlasam,
Önce kana kana suyu bir içeyim,
Sonra bakarız diğerlerine.

Şurada hurma vardı?
Nereye gitmiş.
Verin çocuklar tuzu,
Nerde salatanın limonu?
Ekmek mi yesem, pide mi?
Yoğurttan cacık mı yapsam,
Ayran mı?
Karpuz yiyeyim en iyisi,
O da şişkinlik yapıyor.
Ulan kararsızlık ne kötü.
Aç kurtlara büründüm sanki,
Çekilin önümden, hepinizi de yerim!

Çorba da çok sıcak,
İçine çokça acı biber katarım,
Yoğurttan bol köpüklü ayran yaparım,
Buz gibi iyi gider, kana kana içerim.
Bir sıcak, bir soğuk,
Olan mideme olur,
Sonra da deli gibi susarım.

Ocakta, bir demlik çayım hazırdır,
Yakarım bir sigara,
Bir sigara daha.
Oh ulan, keyif bu işte!
Dertler, dertler üstüne.
Çakarım hepsinin üzerine.
Efkar dağıtır, bardak bardak içerim,
Haydi kendi kendimin şerefine!
Her gece bakarım keyfime.
Sonra, kaldığım yerden devam ederim.

Sahi nerde kalmıştım?
Hafızamı zorladım da,
Hatırlayamadım.
Başa aldım senli günleri,
Şimdi hatırladım,
Ah ulan deli aklım,
Yine unuttum,
Sahi,neydi gözlerinin rengi?

Sahura kadar uyuyamam,
Askerin nöbet beklediği gibi,
Sabırla beklerim.
Beklerken düşünürüm,
Gün ağarırken,
Aynaya takılır gözlerim,
Saçımdan da bir tel ağarmıştır.
Yüküm ağır olsa gerek,
Sırtımdan taşar.

Ekmek, aş aramam,
Bir tek susuzluğa yenilirim,
Hayır!
Eksik söyledim,
Bir de yokluğuna.
Ne vakit seni düşünsem,
Kavrulur, yanarım,
Tuttuğum oruç da kefaret olmaz günahlarıma,
İçim bir türlü serinlemez.
Buz gibi su olsa şimdi,
Kana kana bir içsem,
Hep içsem,
Serinlesem.
Susuzluğum geçer mi ki?
Sanmam.

Bıraksalar dağıtırım ortalığı da,
Aylardan ramazan,
Tövbe, haşa!
Durduk yerde, hiç yoktan,
Günahkar olmak da var.
Nereden aklıma düştün?
Haydi git!
Yaklaşma bana.
Bulaşma,
Benim kirim bana yeter,
Sen temiz kal düşlerimde,
Allah belamı zaten vermiş.
Bir de sen bela olma başıma.

Haydi git!
Şimdi git!
Benden git!
Düş düşlerimden,
Yakamdan düş.
Başka kapıya git!
Allah versin!
Benden git de,
Nasıl gidersen git!
Arkana bakmadan git!
Git!
Git!
Yalvarırım git!


Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
14 Temmuz 2013-Saat : 16.30- Isparta