firarda
FİRARDA
Yaşanmışlıklar dolusu sevaplar, günahlar ve yalanlar Gelenler ayrı, gidenler ayrı seferde zihinler firarda Geceye, gündüze bakma ; karanlıkta kaybolmuş hayatlar Ruh alemini bir korku sarmış, Kainat kayıp, gözler firarda… Derinden sela okunur, duvar dibinde kız çocuğu ağlıyor Boşluktan bir ses , tüm seslerden baskın, kimse duymuyor Şeytan put kesilmiş vahşet yolunda, Adem kana doymuyor Salavatlar suskun, ayinler yasta, İn-cin lal olmuş sözler firarda… Toprağın altı gazap fışkırıyor, üstü göz yaşı deryası, kan kokusu Ezelle ebedin çatışması olmalı, nihayete insanlığın son uykusu Nesneler belirsiz, yürekler çoktan zayi, yer-gök zulümler korkusu Zalim hükümdar; Yüz kalmamış, astar yırtık çamurdan yüzler firarda… Güneş silik; görünmüyor arsızdan, hırsızdan… Her yan inkarın ordusu İslam Müslümansız, İsevi günahlar içinde, Musevi iki eli kanlarla dolu Kutsallar yıkılıyor tek tek kendi çocuklarının derin , ihanet uykusu Kafalar yük olmuş, beden taşıyamıyor içi boş başı, beyinler firarda… Kabe ne yan, kıble kararsız; Kudüs kan ağlıyor, Şam Mesih’i beklemiyor Okyanuslar dolusu kan, karalar kadar hüzünlü İmanlar – Dinler firarda Dünya aydınlık beklerken medet umuyor ahiretten .. bedenler firarda Kesif bir yangının son dumanı görünen, Melekler çaresiz, akıl sezemiyor! Dr. Ali Bektaş / AMSTERDAM/ 11 Temmuz 2013- |