ANKARAANKARA. Belaya, müsubete ve günaha sabrın kalmadığı yer Hava bulut bulut, Rüzgar sarhoş, bir şeyler var eksik Kasvet mi kasvet, bulanık kainat bütün yollar kesik Sabahın bilmem kaçıncı saati, bir sala; belli ölen var Ankara; kara kış, muzdarip, ağlamaklı , tarumar. Kaçıncı saymadım; hatıraları yaktığın, yıktığın yerdeyiz Balkonda güvercin çırpınıyor kanadı kırık, uçmak derdi Çırpınıyor, yakarış içinde, belki de dua ediyor şimdi Sala bitti, güvercin öldü, ben boğuluyorum her yer deniz Ankara; yas havasında, başka ümitlerde söndü, karamsar Neden sonra sessizliği bozan bir ses bölüyor sabahı İsyan isyan, sükutu yararcasına derin bir haykırış Sarhoş, gecelerin kadını, belli onun da içinde karakış Kadere inanıyor, belki de adı kader? Çilesi az olmamalı?.. Ankara yine umarsız; nereden bilsin bunu kader… Neden sonra güneşi görüyorum, cılız bir ışık gibi Sana benziyor, gülüşünün sahte olması gibi, riyakar Yalancı ışığı, aldatıyor, hava soğuk; dışarıda kar Bir telaş göze çarpıyor yan komşuda, koşuşturmalar Bebekleri olacakmış, bir can daha merhaba diyecek Ankara serzenişte, Ankara da doğmak istiyor yeniden. ALİ BEKTAŞ 15.03.2013 NİŞANTAŞI/İSTANBUL |
Hayırlara vesiledir bu doğacak yeni can.
Güzeldi.
kUTLARIM.