PALAMUTŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Akla hizmet; törenle gömüldü karanlığa.
Kalk! Mazhar; aç gözünü ben geldim yâranlığa.. Yıl annemin öldüğü yıldan bir sonraki yıl, Oyuncak bebeğime eldiven dokuyorum. Uykumda hep aynı ses, ısrarla diyor ayıl Ben; kerrat cetvelini tersinden okuyorum. Yırtık kalemliğimden yere düştü maktalar, Babam; makarna için su koydu tencereye. Bıraktığım lokmalar peşimden koşmaktalar, Birazdan en büyüğü dayanır pencereye. Yakalığım kazanda fokurdayınca çekmiş Sıktı beni teyzemin beyazlık hastalığı Dayım bahçelerine gazoz ağacı ekmiş, Dalınca mahalleli sel almış ortalığı. Abimin topu kayıp, sek sek taşım kar altı, İçimde Babil’ine ağlayan tonla asma. Tüm evreni kuşattı ruhumdaki karaltı, Yerdeki onun yüzü, sakın üstüne basma! Okul numaram yüz üç, zeka yaşımsa gonca Sorma hiç söyleyemem gonca da neyin nesi Ümit denen örgüte yataklık yaptım onca Bir avuç mutluluğu aşamadı bütçesi. Dün; suçiçeği olan albümümü haşladım, Ellerime yengemin ojeleri bulaştı. İki dileğim vardı birini bağışladım, Diğeri yalnızlıkta son safhaya ulaştı. Ben kötü bundanmış bir Palamut’um asılda! Dallarımı kemiren özbeöz kuşkum olur. Kurdeşen döken aklım nasılsa son fasılda Artık ne bir sevenim, ne de bir aşkım olur Kendi kendimi aştım, iki gözü kör at’la, Vardığım yeri görsen delirirdin inanki Tam yediyüz vakittir uyumadım inatla Neden hala öcüler yemedi beni sanki... f.y 2012 |