Zavallı Yüreğim
İkimize ait bir dünyamız vardı
Neden bırakıp gittiğini hala anlamış değilim Yolunda gitmeyen neydi? Ama sen gitmeyi kafana koymuşsun bir kere… Biliyorsun! Senin gözlerine bakarken Masum utangaç çocuğun yüzünden akan Ter parçaları gibiydi, Sana olan sevdam, sana olan aşkım… Senin için çok kolaydı Çilingir misali, yüreğimi zorlanmadan açıp Usulca gelmen, Aniden… Varlığına, sana alışmaya çalışrken Yokluğuna alışmak zorunda bıraktın Hiçbir şey anlamadım! Neden? Diyebilsem… Ellerim ellerimde… Gözlerimiz u/mutlu bakışlarla Yarınlardaydı… Anlamadım ki hiç sen Çat kapı geldin aniden Yok yere gittin veda etmeden… Doymadım, doyamadık aşka Başlamadan belliymiş, bitecekmiş Hazan ve hüzünmüş bizimkisi Yoksun artık… Anlamadım… Evet anlam veremedim! Neden gittin? Hiçbir şey de bilmiyorum… Bitti… Bitti demekle biter mi… Sadece gidiyorum dedin… Ne bıraktın geriye? Hiç mi sevmedin, sevmemiş miydin yoksa? Ya da güven mi veremedim? Olur ya, sevginin sıcaklığını iletemedim belki de! Ama ne sen anlatabildin Ne de ben anlayabildim! Sebepsiz gidişini… Artık sen yoksun! İçimde fırtınalar kopmuş, Rengarenk ortancalara benzettiğim hayallerim Yok olmuş… Anlamsız artık sensiz! Çünkü sen yoktun! Bundan sonra olmayacaksın da… Döner misin, bilmiyorum. Hani olur ya dönsen… Buradayım, burada… Yine seninleyim desen… Geçti artık… Yüreğimi zincirledim… Gelsen de, gelmesen de hoş… Eğer yakıp yıkıp gideceksen yeniden, bir daha gelme, Bırak zincirlere mahkum kalsın Yüreğimin zincirlerini kırma! Çok yoruldum… Bir daha kaldıramaz, Zavallı yüreğim… Mustafa KARAAHMETOĞLU Şiirime ses olan Murat DİNÇER Hocama teşekkür ederim... |