med....dönemiyoruz/hiç gitmediğimiz yerlerden kendimize... ve biz-i kaybediyoruz kim/se(s)sizliğimiz d-üşüyor kapanan kapıların ardından ki bir damlaydık oysa göz alabildiğine bir sahilde kıyılarına vururken CEZİR/ sahi gidiyor-musun? yoksa köpüklü bir dalga oyunumu sinen yosunlu yüreğine? biraz mavi bulaşmış dudaklarına tabirlerin derinliğinde ıslak rüyalarının ki ağaçlar gidebilir ve gidebilir martılar çığlık çığlığa ve kediler hiç uyumadığı sokakların çıkmazlarına ki uzat elini MED/ bir bahaneside kalmaz son/baharların yaza.. . (...) |
ama bu şiirin altına, bir şiirimi bırakmak istiyorum izninizle, inanılmaz şaşkınım çünkü...
kaleminize beğenimle, sevgimle şairim...
Medarını Kaybetmiş Cezir...
yakamozlardan devşirdiğin gülüşlerinle
aklımı başımdan alırdın her gece
suça bulanırdı kimliğim…
derenin üzerinden
kayıksız karşıdan karşıya geçmek gibiydi
gecenin sükutundan
sabahın şavkına erişmek…
bir yerlerde hayatım vardı
yarım bıraktığım
ve bir yerlerde hayatım vardı
yeniden başladığım…
medarını kaybetmiş cezir misaliyken ben
kuşların şarkıları hep kırmızıydı
ve kırmızı bültenle aranıyordun sen
gazetelerin manşetlerinde…
mavi sakallı oğullar
mavi kirpikli kızlar büyütüyordum
rüyalarımda
ve gözlerimden mavi yaşlar düşüyordu
tenimin beyzalığı boyunca…
haykırsam
yankılanırdı belki sesim kulaklarında
lakin dervişliğin hırkası
çoktan yapışmıştı sırtıma
sustum…
susarken
beşinci mevsim geçiyordu mevsimsizliğimden
ve saat yirmibeşi gösteriyordu
akrep yelkovanı son kez sokarken…
08.02.2013
Sevtap Kaya Nurgönül