Mağrur Bir Yolculuktu AşkımızŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir özlem ikindisi, tarifi olmayan bir mutluluk beklentisi, yapayalnızların ruhuyla ortak olduğu bir düş çeşnisi ve sonrasında da yudumlara bölünen ve hayata serpiştirilen bir paylaşımın düşsel resmi... Böylesine anlamlı bir sofraya emek veren, sesiyle, yüreğiyle ve değerli vaktiyle bu ömür hücresinde mutlulukla gülümseyenlerin öyküsü...
Yürek damlalarımı bir menzilde toplayan ve sonrasında asil yürekleriyle sizlere sunan sevgili Azra’ya ve Fırat Efe Polat’a şükranlarımla... Yürekleri var olsun...
Eski bir rüzgârın sırrını paylaşıyorum her yalnızlığımda
Bir ıslığın sırtına tutunarak anıların bohçasını açıyorum Bir yemin gibi büyüdü göğsümde bu aşkın hazin portresi Fırtınalar yıprattı gönlümü, kayboldum senin gözlerinde. Yaşanmamış başlangıçların sancılı dalgalarında büyüdük biz Hep bir menzilde buluştuk, gün batımında aşka restler çektik Hasretin sürgün kışlasına durmaksızın yağdı hazan yağmuru Hep özleme çıktı yollar, büktükçe yüreği gelgitlerin sorgusu. Nedensiz davalar biriktirdik aşkın raflarında, tükendik hazanla Her ah’da sızladık, bir ileri, iki geri giderek yarıştık biz zamanla Çığlıklar ektik yeryüzüne, sonsuzluğu kucakladık yine de aşkla Bitimsiz bir molaydı aşkımız, zemheriler biçtik kara kışlarda. Sus desem sana yar, kadın dünyamda ruhumdaki sonsuzlukça Hiç küsmedim, kızmadım sana, yaşattın yıllarca aşkın saflığını Senli masalların saraylarında okşadın sana sevdalı varlığımı Derin kuyulardan çıkardın bedenimi, alevlere attın hicranımı Mağrur bir yolculuktu aşkımız, bir sen söndürürsün yangınımı. Alışkanlığımsın sen, bileğimdeki prangalar çözülür bir bakışınla Eski bir romanın sayfasısın bende, yüreğimde kal asırlarca En coşkulu yürüyüşümsün sen, gölgeni ararım sokaklarda Senli düşlerin anlarıdır taptığım, tarifi imkânsızsın lügatlarda Dağda kaya, denizde tuz, gökte bulutsun sen, gönlümdeki yüce aşkla. Sensin her sabah baktığım ayna, soframdaki çeşnimsin bir tanem Saçlarımı okşayan rüzgârımsın, sensiz geçecekse mevsimleri istemem Bir nefesçe çekerim seni içime, sen yoksan içinde lokmayı bile çiğnemem Söndür içimdeki lavları, düşlerime gelmeyeceksen güneşi bile dilemem. En uzak yolculuklara çıkalım birlikte, gemiler bizimle yırtsın yelkenlerini Sensizlik acılarını çekemiyorum, iptal etsinler yokluğunun rötarlı seferlerini Geç kalmışım seni sevmelere kadınım, kırıp atmak istiyorum hazin saatleri Tanımsız bir isteksin bu tende, avuçlarımdaki çizgilerde ara kaderimizi Tek korkum seni kaybetmek, kıyamet olmadan gel al yârim emanetini. Selahattin Yetgin |