İĞDE MEVSİMİ
İĞDE MEVSİMİ
Yalnızlığımın tanıklığına bin yemin Yaprağın yeşili, karıncanın seken adımı Gölgesi karanlığa saklanan hüzün Yaslandığım gemisi kayıp imbat Yankısı çoban ateşlerine sığınan dağ Rüzgâr esti bir yanımda mısra mısra Bakışına şavkıyan aydan aldım bu sözleri Geri dönüşsüz bu gurbeti bir de. Soruyorum bu hangi tren, nereye umarı Hasrete diyor adam elinde sönmeyen acının dumanı Nefesi tutulmuş akşamların eşkıya suskunluğu Sabah yalnızlığına dolan nefti yeşil Dönüşü unutuşlara yolcu nehir-i kebir İşte diyorum burası akan hayatın can damarı Bir şiir çekiyorum yüreğimin mermi yarasından Sesini yazıyorum alın yazıma, gözlerinin karasından. Ah!.. hep kalandın, gelmeyendin uzak bakışlardan Uzaklara koştukça bir yanım, mektuplardı susan yalnız kalışlarda Hatırla! Bir iğde kokusuydu, mevsimleriyle sana sunduğum Pusuya hazır bir akşamdı bekleyen, sarhoş gecelere yol alan Sesinin limanındaki bu son deniz, kumlarına küstü mü şimdi Ah!.. bu hayat pusulası kederli doğumların narin celladı Çiçeklerini sevdaya taçlandıran toprağın Onca acıya ölümü sunarken hiç mi acımadın. Lacivertinde gecenin soluklandığı sarmaşık Umuda yolcu bir inatla tutunduğum parmaklık Seni çırılçıplak soyarken kan sızan sorgulara Sessizce bir yıldız firar ediyor karanlığın gözyaşına Bu son olsun, savaşlar sussun kan gölgeli ajanslarda Uçurtmalarına sevda renkli baharların konduğu hayat Ne olur bizim için de aşka bir dilek tut, karanlığa inat. Latif KÖYBAŞ |
Sesini yazıyorum alın yazıma, gözlerinin karasından. "
çok güzel...