ÇOCUĞUN DİLİNDEN
’Kimi çocuğa korkuyu öğrettiler,
Gömlekle, pantolonla, şapkayla, Nefreti öğrettiler ders diye okul sıralarında. Kimi çocuğa öcü gibi gelirken, Benim annem, babamdın sen. Benim gibi başka çocuklarında annesi, babasıydı Kimi çocuklara öcü gibi öğretilenler. Cumartesi, pazarları yoktun çoğunlukla, Yıl başlarını hiç bilmem zaten, Ailecek kutlanan. Hep sen yoktun ya da siz yoktunuz, Gece yarıları mavi, kırmızı ışıklar cam kapımıza vurduğunda anlardım geldiğinizi. Şanslıydım yine de benim gibi olan bazı arkadaşlarımdan, Geçte olsa başucuma geliyordu annemle babam. Ya onlarsız büyümek zorunda kalan. Arkadaşlarım var, Onlar da çocuklar. O mavi gömlek babam kokar Annem kokarken bana, Başkaları nefret koklardı çok uzaklarda. Bilmezlerdi ki kendi kokuşmuş yüreklerinin onları kinlendirdiğini. Bilmezlerdi, onlarında bir candan gelip bir cana can verdiğini. Kimi çocuğa senden korkmayı öğretirlerken, Aslında sen benim annemdin yada sen benim babamdın, Beni şefkatle büyüten. Sende bir anneydin! Sende bir babaydın! Unutanlar olsa da en mühimi, sende bir insandın! Haksızlığın tam ortasında tutuklu gibi kaçamadan kalan…’ |