Meçhul Kadın
Ben sine-i yardan düşerken tepe takla
Özlemlerimi yetim bırakmamaya ant içti dilim Sen men/dilinde Kar elinde y/aş dudaklarında mürekkep izi Meçhul bir o kadarda gizemli misin kadın Ki sen düşmelerime neden saymaz mısın kendini Lâl olsa da dilim yüreğine hiç küs değilim ki Uzağınsam tutunamayacak kadar yazmaya engelsiz kalemim Vuslatında yittik rüzgârın hasretlere gebe umutlarla Sabrı sınamaya dair özlemleri hep tuttuk içimizde derman diye biz Sol anahtarını verdim kaç kere yüreğimin kıymetini bilemedin Her defasında ya gittin uzaklara ya da med- cezir’din bana Salıncak kurmuştum ellerine tutunurken kirpiklerine asılarak Oysa sen yas/aklarına aldırmadan yüreğinde boğdun bakışlarımı Ben seninim demeye vaktim ve hakkım yoksa eğer Hala niye kendimde aşkla arıyorum ki seni meçhul kadın AŞK sensin içimdekine eş olan şems’çe Âşık olan benim Mevlana’ca pervane gibi dönüp duran Şimdi niye okuyorsun ki acı kokan ve bizim olmayan bir aşk kitabını O kitapta kahraman ve bitirdiğindeyse son satırında kaybolmak isterdim Meçhul gözlerini aç ay sonbahar akşamında yüzünü dökmeden üstümüze Ki rüzgâr yüreklerimize endişelenip yel estirmeden evveli Göğsünün kafesinde uyumak istiyor baş belası bedenim Issızın sokağındaydık seninle omuz çarpışırken kaldırımda Ve o an ki dalıp gittiğim yerlerin bilinmezlerindeydim Yağmur altında ıslanırken seninle bende meçhuldüm artık Ta ki sen gülüşüne yağmur damlalarını ekleyince uyandım Kaybolduğum yer bakışlarındı öylece endişelenmeden Kalem mi yazmıyor yoksa yüreğim mi sana açmıyor kapılarını bilemedim Sayfalar mı aforoz etti bizi ya da kehanet mi gerçekleşti yalnızlığımda Kaçamak bakışlarına tırmanırken arada bir ve sarmaşık koptu ansızın Ki ben yüreğine sızı diye düştüm meçhul kadın Sol yanım acısa da seninle umursamam gül açtı diye sevinirim İşte sevineceğim vardı benim keza seninde acı/yasın geldi kanayan kaleme Yoksa gel git’lerin bu yüzden mi meçhul kadın |
Özlemlerimi yetim bırakmamaya ant içti dilim
Sen men/dilinde Kar elinde y/aş dudaklarında mürekkep izi
Meçhul bir o kadarda gizemli misin kadın
Ki sen düşmelerime neden saymaz mısın kendini
Lâl olsa da dilim yüreğine hiç küs değilim ki
Uzağınsam tutunamayacak kadar yazmaya engelsiz kalemim
Vuslatında yittik rüzgârın hasretlere gebe umutlarla
Sabrı sınamaya dair özlemleri hep tuttuk içimizde derman diye biz
Sol anahtarını verdim kaç kere yüreğimin kıymetini bilemedin
Her defasında ya gittin uzaklara ya da med- cezir’din bana
Salıncak kurmuştum ellerine tutunurken kirpiklerine asılarak
Oysa sen yas/aklarına aldırmadan yüreğinde boğdun bakışlarımı
Ben seninim demeye vaktim ve hakkım yoksa eğer
Hala niye kendimde aşkla arıyorum ki seni meçhul kadın
AŞK sensin içimdekine eş olan şems’çe
Âşık olan benim Mevlana’ca pervane gibi dönüp duran
Şimdi niye okuyorsun ki acı kokan ve bizim olmayan bir aşk kitabını
O kitapta kahraman ve bitirdiğindeyse son satırında kaybolmak isterdim
Meçhul gözlerini aç ay sonbahar akşamında yüzünü dökmeden üstümüze
Ki rüzgâr yüreklerimize endişelenip yel estirmeden evveli
Göğsünün kafesinde uyumak istiyor baş belası bedenim
Issızın sokağındaydık seninle omuz çarpışırken kaldırımda
Ve o an ki dalıp gittiğim yerlerin bilinmezlerindeydim
Yağmur altında ıslanırken seninle bende meçhuldüm artık
Ta ki sen gülüşüne yağmur damlalarını ekleyince uyandım
Kaybolduğum yer bakışlarındı öylece endişelenmeden
Kalem mi yazmıyor yoksa yüreğim mi sana açmıyor kapılarını bilemedim
Sayfalar mı aforoz etti bizi ya da kehanet mi gerçekleşti yalnızlığımda
Kaçamak bakışlarına tırmanırken arada bir ve sarmaşık koptu ansızın
Ki ben yüreğine sızı diye düştüm meçhul kadın
Sol yanım acısa da seninle umursamam gül açtı diye sevinirim
İşte sevineceğim vardı benim keza seninde acı/yasın geldi kanayan kaleme
Yoksa gel git’lerin bu yüzden mi meçhul kadın"
ŞİİRİ ÇALDIM ŞAİRDEN,UĞUR BÖCEĞİNİ DE KAPTIM KİMSE GÖRMEDEN.
KARŞILIĞINDA YÜREĞİME NE DERSİN EMANETEN.