AKLIM ŞİİRE MECBUR EDİLMİŞ
aklım şiire mecbur edilmiş
ruhun hünerini sergiler , düş perdesinden çaldığı hayatları, ney havasında notalanmış bütün tatlı sızıntıların acıya içten yakarışı damlarken gözlerime zaman kırgın yapımda bozguna uğramış gibi küçülür ve ben devleşirim kendi içimde, dilim tutulsa ellerim konuşur gözlerim perdelense mimiklerim anlatır, fikrimde ayıklanmış devrimci yanlarım vuruşur bu pazar dünyasıyla. çocuk ölür kimi zaman bir ağacın gölgesinde çelik çomak günleri asılır beynimin en ücra köşesinde gençlik hayalinin katilidir bir hataya halatlanmış acemi duruşnda kadere ikram edilirken, aşk kayıp bir kimliktir aslında sancısından umulur medet varolmayı yoğunlaştırı kuvvetli bir dayanaktır herkese inat garip bir nizama çekilmiş bütün bir zaman kavgaya tutuşur , zincirini koparmış gibi sınıflar devrilir bir kibirli dokunuşla ocaklar söndürülür kan kokusuna karıştırılıp, bu yüzden aklım vicdanım ve ruhum iki satırla kafalarda devrim yaratmanın ateşinde kavrulur. ben söze keskin gelecek hiç bir gücü tanımıyorum. yaşasın tertemiz duygularla savaşan Tanrı hikmeti şairliğime ve şairliğimize. |