GELECEĞE SESLENİŞBu vatan benim, benim bu dağ, benim bu enkaz; Bu çakıl taşı benimdir, kim der ki, bir işe yaramaz! Sil ortalıktan bütün kinleri kardeşim, Topla hepsini bana yaz! Târihimdedir ihtişâmla dolu güzellik âbideleri... Tapumdur onlar, işâretler hem göğü, hem yeri. Sanır mısınız dağıldı denilen bu yiğitleri, Çıkıp da kimse toplayamaz! Beni dinleyin, uyun dâvetime, gelin! Çıkar, der, atalarımız, sesi ancak iki elin! Birlik olsun yeter ki, senin de tek emelin: Yedi düvel bile karşımıza çıkamaz! Ben, çağları nakış nakış ördüm de geldim! Ben, en hârika örgüleri, şâhikalarda dürdüm de geldim! Ben, her çağdan birer ilmek derdim de geldim; Kimse, benim gibi onu dokuyamaz! Muştular verin bana dostlarım, köyden-şehirden: Muştular getirin mîmârîden, şiirden. Kalksın ayağa gaazilerle şehitler hep birden; Şahbaz mı birbirinden daha şahbaz! Yaksın, kutlu Hun türküleri gönül meş’alemizi; Oğuz Han nasihatiyle süsleyerek hayâllerimizi. Yesevî berraklığı, Mevlâna, Yûnus herbirimizi Yaksın, nasıl yakmaksa, alaz alaz! Öğrenmeli mahlûkatı, ince san’atları... Tefekkür etmeli: Güneşi, ayı, yıldızları... Ve ecdât yâdigârı bu toprakları, Sevmeliyiz, sevmeliyiz canımız kadar, en az! Emellerim var, sığmaz dünyaya, zamandan geniş; Ne serzeniş durdurur beni, ne de bir direniş! Oğuz, Atilâ, Yavu, Kürşad, Şâmil, İlteriş... Bunları sizden başkası okuyamaz... Sizden başkası anlayamaz! M.Hâlistin Kukul |