Sen Gittin, Ben ÖldümŞimdilerde hangi özlem çalsa kapımı, Yetim bir sensizlik oluyorum.. Düş bakışı bakmalar biriktiriyorum kirpiklerimde .. Elimi uzatsam tutacakmışsın gibi yakındım sana, Ama sen, bir uzak miktarı bile yaklaşmadın bana.. Ütopik bir aşkın en gerçekçi yanıydım ben, Sense tuvalinde bir ressamın en sahte fırça darbeleri.. Dilsiz bir mevsimin yan etkisi bu Üzerimize intihar eden yapraklar.. Tüm hüzünler bağışlanmış bu vakitte gökyüzüne, Kaç gözyaşı asılmış güneşe, kurusun diye ..? Ve kaç mavi ’bakış acısı’ söndürmüş yıldızları bu gece.. Sana teğet geçen bir sevdanın, Yoksunluğudur bu yalnızlık .. Gittiğin gidişlerde boğulan kalbimi, Aklayamıyorum hiçbir aşk bahanesiyle .. Sen yanımken, yalan oldun .. Yolumken, sonum oldun .. Dudaklarında ki hiçbir şarkıda anlatmamıştı bizi zaten, Oysa ufacık tebessümler yapıştırsan gözlerime, Damlaya damlaya aşk olurdu belki de .. Şimdi gelsen; Bir varmış bir yokmuş diye, bir masal daha uydururum kalbime; Ve yine kanarım her söylediğine .. Ama hiçbir yara da iyileştirilemiyor geç kalınmış bir aşkla, Ve her ayrılık aynı yerinden kanatıyor insanı .. Geçmişin izlerini boynumda taşırken ben, Yeni yelkenler açamıyorum hayata .. Ve hiçbir merhemde dikemiyor, gecenin yırtılmışlığını, Dibine kadar karanlığın gömüyorum dudaklarımı .. Ve kapatıyorum göz kapaklarımı .. Hayat bir rol biçti ikimizede; Sen umursamaz, sen kaygısız, sen kalbi siyahi bir kadın; Ve ben, devasa bir yalnızlığa bürünmüş, kendine yenik bir adam.. Bu sahne dardı ikimize birden.. Ya sen gidecektin, ya ben ölecektim .. Sen gittin, ben öldüm .. - Abdullah Cemek ( Muhammed Safi ) |
içindeki yangınları fırtınalar
tutuşur beden savrulur ateş
küllenmişcesine
yakar dört bir yanı...
sen içindeki sevgiyi hisset sadece
gölgeler düşsede yüreğinin üstüne
güneşini sakın söndürme... ona ihitiyacın olacak çünkü. şiirin sözleri derince yoğrulmuş tebrkler.