KEŞKE BU KADAR İSTANBUL OLMASAYDIN
Keşke bu kadar İstanbul olmasaydın
Gidişin bir yelkenli gibiydi Varlığınla var ettin, gidişinle yok Bir iskelede ellerim açık Sessiz meçhule giden bir gemiydin Akarsular döküldü evvela Ardından denizler, okyanuslar Ne gerek vardı tüm bunlara Kabzasında yatan bir hançerde Görürdü beni ardından yok etmeye Keşke bu kadar İstanbul olmasaydın Kalem seni yazamaz ardından Silgi silemez gülümsediğin mazileri Defterler taşıyamaz seni Ağırlığın hızına karışır artık Çünkü sen Mihri ben Sinan şimdi Keşke bu kadar İstanbul olmasaydın |