Perişan
Son günlerde bilim din tuzağında
Mum ışığı yetmez, bilgi çağında Sevgi ocağında, gönül bağında Ateşler kararmış küller perişan. Kimisi aç gezer, kimi de susuz Geçinmek derdinden kalmış uykusuz Kimisi isyanda, kimi duygusuz El açmış göklere kullar perişan. Uzaktan yakından havlar köpekler Sessizlikten yasa girmiş, çiçekler Yaylalarım ıssız, öksüz petekler Arıları uçmuş ballar perişan. Son bulsun düşmanlık, dostluğa bakın Çiçeğe sevgi ol, insana yakın Dikkat et sözüne incitme sakın Konuşmaktan aciz diller perişan. Kumarda boşalmış kese, dolmamış Totodan, lotodan hiç ders almamış Muskalar, fincanlar çare olmamış İyi haber vermez fallar perişan. Alınıp, gücenip, kusura kalma Emeğin boş yere havaya salma Sevgi besleyenin âhını alma Bülbülün âhından güller perişan. Aydın, yazar-çizer hepsi fişlenmiş Doğruyu söyleyen neden taşlanmış Tökezliyor gönül atım yaşlanmış Çivisi sökülmüş nallar perişan. Bütün gönüllere sevgi ekeriz Sevgiden ne anlar, avanak keriz Bir yanlışın cezasını çekeriz Yâre ulaşmayan yollar perişan. Yapay gündemlerle ortam gerilir Hedef belirlenip oyun kurulur Biri emir verir, biri vurulur Geride çocuklar, dullar perişan. Analar sokakta her Cumartesi Kesilmiş nefesi, çıkmıyor sesi Lime lime olmuş tek elbisesi Yeşil yâre küsmüş, allar perişan. Verdiği sözlerde durmuyor kimse Malın zekâtını vermiyor kimse Yoksulun hâlini sormuyor kimse Dostlar vefa bilmez, hâller perişan. Gel nefsini körelt, özünü pâkla Yardımsever misin, kendini yokla Terk etmiş evini iki çocukla Sevdiğinden ayrı kollar perişan. Son bir defa yüzün görmeden ölmem Senden ayrılalı inan ki gülmem Sana haberimi verir mi bilmem Savrulup duruyor yeller perişan. İsyan da ettirir, insan oluşun Belâya girmesin pervasız başın Bir işi yapmadan sonunu düşün Kendi yangınından çöller perişan. Kimisi hileyle sınıf atlamış Servetini üçe dörde katlamış Kuraklık diz boyu toprak çatlamış Karanfiller susuz, güller perişan. Şehir merkezleri diz boyu çamur Tekneler boş kalmış yapılmaz hamur Küresel ısınma yağmıyor yağmur Barajlar boşalmış, göller perişan. Sayısını sorma yoksul aç’ımın Nefesi kokuyor işsiz bacımın Renklerle bezenen nar ağacımın Yaprağı kurumuş, dallar perişan. Kanlı savaş yerin dibine batsın Aydınım, yazarım fikir yürütsün Dinamolar çürük, voltamper n’etsin? Aküler boşalmış piller perişan. Eriyor buzullar, dargın kutuplar Ozonu deliyor, spreyler, tüpler Cep telefonu var, gelmez mektuplar Haber getirmeyen teller perişan. Cumali boşa mı kafa yorarmış Her şeyi düşünmek ömre zararmış Hava kirliliği renkler kararmış Perde ötesinden tüller perişan. Cumali Cumalioğlu 18.02.2008-15:20-MLT. |