Güç, zenginlik, iktidar, nüfus.
Varlığına katılmakla
ve katıldığımızın idrakine varmak hassasıyla şereflendiğimiz hayatın alemdeki tecellisinde, mutlak dönüşe istikametli ve mesafe cinsinden değilde, zaman cinsinden tarif edilebilecek yol, iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin, hakk ile batılın mücadelesinin çetereleri ile doludur. Bu durum, mesuliyeti akıl ve irade sahibine yükler ki; birbiriyle ölçülebilecek sonuçlar olabilsin.. Yani, iyi ile kötünün hangisinin insana yakışan ve insanın hak ettiği olduğu, elde ettiğinin bedelinin hakkına karşılık geldiği net anlaşılsın. İyiye kul olanlar olduğu gibi, kötüye köle olanlar da olacak, geçmişte olduğu gibi.... Güç, zenginlik, iktidar, nüfus. Bunlardan hiç biri lanetlenmemiştir. Hor ve hakir görülen tüm bunlara sahip olma biçimi ve düşkünlük halidir. Bir de kullanma şekli. Öyle ki; Yalnızca güçlü olmak, sömürmek, başkalarının elinde avucunda işe yarar ne varsa çöreklenmek uğruna bırakın sterilizasyon yapmayı, olmadık mikroplar üreterek hastalıklı bir dünya, hastalıklı, güçsüz ve daima muhtaç toplumlar inşa etmeye mesai harcıyor kötülük ve kapısında dolaşan çanak yalayıcıları. Beşeriyetin tesis ettiği bütün sistemlerde, zafiyet hep baş belası olmadı mı ? Hani " bal tutan parmağını yalar"," önce can, sonra canan" misali. Oysa canansız can, ne işe yarar ? Kötü, adı üstünde kötü işte. El atmadığı, içine sızmaya çalışmadığı ne var, ne kaldı? Aşk adına aşkı katletmiyor mu musibet? Aşka, sevdaya, dostluğa madde ile ölçülebilir değerler biçmiyor, biçtirmiyor mu ? Aç bıraktırıp, sofuluğu bozdurmuyor mu ? Ama, her zamanda ve her türlü çirkefe karşı da Güzelin ve güzelliğin nuru, eninde sonunda, kötünün karanlık ve çirkin çadırını kendisi ile birlikte ateşe vermiyor mu ? Yürek yanmaya görsün, yanan yürekler bir olmaya görsün, niyet güzele ise, emekte İyi ölümden korkmaz, ne uğruna öleceğinden endişe duyar, nefsine uyup... Yoksa ölüm şahadet ve vuslattır iyiler için. Hatta koşar ölümün üstüne, bu yüzden güzel, illa ki çirkine galebe çalar. Amma yarın, amma bin yıl sonra... HER İKİ TARAFTA YETERİ KADAR GEREKÇE ÜRETTİKTEN SONRA...! SELDA İYİEKMEKÇİ |