düş ve kadın
bazen
dudaklarımızı yakıp geçer kelimeler söylenmek istenilenin zorluğu değil yüze düşen kırmızılıktan utanmanın verdiği ateş avuç içlerimizde tüter bağıra bağıra şarkı söylerken içindeki tanrıça susturabilmek için harcadığı efora mağlup olur ve susar kadın... adın duaya döner gecenin kor vakitleri yıldızlar oynaşır ay kıskanır aşkın sen halini sonra düşlere düşer parmak uçların sabahın olur olmaz vakitleri sessizlik bile susar bir tek deli divane kalp atışlarından anlarsın yaşadığını rengi kaybolur evrenin her yer gözlerin gibi olur hani o gözlerimin delip geçtiği gözlerin büsbütün içime süzüldüğün gözlerim ve kadın dokunulmamış her ne varsa sırlarını döker aynalara susamışlık dudak aralarından sızar bir nefes sonra bin nefes olursun sırtına dökülen ıslak saçların ucunda.... |
,,,
aynaları kıskandım ;)