Sormayı unuttum bak
senin şehrinde kuşlar cıvıldıyor bu mevsimde
kuşlar beni sana anlatıyor anlamadığın bir dilde benim şehrimde yürekler yanıyor öyle ateşe değercesine değil değil dumanlar tütercesine gözlerinde yüzyıllardır tanıdık yılgınlıkla acı ve hüzün yığılan o gözlerden ateş çıkmasına luzum yok bilen bilir yanmadan yanmak nedir gece soyulur yanarken yürekler yanmış et kokusunu bilirim,bilince Sivas düşer yüreğime yanmadan yanan yüreklerin kokusunu çekerim çiğerlerime büyür yangın şehrimde yanmış ruh kokusu var mıdır oralarda sen bilme en iyisi bildiklerin taze meyve kokuları,sümbüller olsun çiçeklerden hangisini severdin,sormayı unuttum bak şehrimde sıcak şiddetlenince kurumuş umutlara kurumuş dudaklarım ekleniyor aklıma geldiğindendir diyorum benim yerime gece terliyor çevirmişim başımı göğe ha bir de uçmayı çok isterdim çocukken sen çocukken neler düşlerdin ,sormayı unuttum bak şimdi gece soyunuyor horoz sesleriyle şehirde memeleri ardında yükseliyor gün pencere aralanıyor tel örgüleri sararmış tütün çekişlerde gece cıplak bedeniyle duruyor önümde sen gün desen de cıplaklığa o şehirde dokunmak istesem de güneşe kamaşır gözlerim karanlıktan çıkamadığım hücrede öpmek geliyor içimden gecenin memelerini o zaman dağları yeşerir bu şehrin o zaman çıplak gecenin adına gün derim ben aynı kara parçasına basarken sen ve ben aynalar seni o şehirde bahara,beni bu şehirde hücreye salan baksak göreceğiz sen de ben,ben de sen görsek açılacak tüm kapılar,kapanacak tüm yaralar ben çocukken görmüştüm seni aynı evde doğmuştuk ,adımız aynı,yaşımız aynı sen de görmüşmüydün beni,sormayı unuttum bak Nigar Baran |
en güzel şiirlerinden...