" KENDİ GİTTİ, ADI KALDI YADİGAR " Aynen böyle bu durumlar....
Gözden de gönülden de silinmişse, yani hasret çekilmez,
İsim zikredilmez olmuşsa, giden, Anadolu deyimiyle, " tırganıyla gitmiştir", gerçekten... Gidene de kalana da vah..! Düşünüyorum da, kimleri anıyor, anlatıyor, Hayat hikâyelerinden, fikirlerinden, öğretilerinden kendi hayatlarımıza katıyor ve kendi gelişimizi,hatta toplumsal gelişimleri besliyoruz.. Yollarını takip ediyoruz... Belki yüzyıllar, belki binyıllar önce bedenen dünyayı terk edenler, buna zaman hala aramızda değiller mi? Uzak yakın yüreğimizi böldüklerimizle, aslında yüreğimiz bir bütün olmuyor mu? Dokunarak, içimize çekerek kokladıklarımızı, zamanı gelince çerçevelerden sevmeye, anıların da gezinmeye devam etmiyor muyuz? Can yakarak giden sevgiliyi bile gün gelip anmıyor muyuz? Hasretle yanmıyor muyuz? Kısaca hasretle veya nefretle, gideni de, arkamızda bıraktığımızı da, yad etmiyor muyuz? Sevdiğimizi ahretlik tayin ederken de, kızdığımıza "huzur-u mahşerde görüşürüz " Diye iç geçirirken de, büyük buluşmaya atıfta bulunarak, ruhlarda ki köprüleri atmıyoruz ki aslında... BU, NASIL AYRILIKTIR? Kimse kimseden gitmiyor, gidemez, çok iddialı olsa da bu yargı, yaratılma şeklimiz bu. Diz boyu inkar edebiliriz ama..! Bu da yaratılıştan... Hani derler ya." KENDİ GİTTİ, ADI KALDI YADİGÂR " Aynen böyle bu durumlar. SELDA İYİEKMEKÇİ |
Mühim olan iyi anıla bilmek, iyi hatırlana bilmek...Zor olan budur....Mühim olan zoru başarmaktır...Saygılarımla.