NE ÇABUK UNUTTUN?
Sus, bir tek kelime dahi, söyleme sakın,
Ben bu sevgiyi, yedi kat, yerin dibine gömmüşüm. Huzur yerine, hicranla doldurduğun şu gönlümü, Boş yere uğrunda, deli gibi çürütmüşüm. Şimdi diyorsun ki sen bana, hadi eskisi gibi sevsene. Olur canım... Olur, bir tanem başka emrin var mı? Oysaki... Ben seni, gizli ilahım yapmamış mıydım? Taparcasına harcarken sana, adadığım varlığımı, Düşüp yollarına, senin uğrunda çiğnetirken gururumu, Unutmadım mı? Bütün evreni, Ne çabuk unuttun, sana harcadığım gençliğimi. Ne çabuk unuttun sensiz, sevgisiz bıraktığın gecelerimi, Düşünemedin mi? Hayatın, bir tekerrürden ibaret, olduğunu, Bak keser dönmüş sap dönmüş, yaptığın her hesap dönmüş, Şimdi sende de mevcut, yıkılmışlığın o derin izleri, Sende çekmişsin terk edilmenin çilesini, Seninde canını yakmışlar, Tıpkı benim canımı yaktığın gibi. Geç kalmadın mı, anlamak için sevgimin kıymetini. Şimdi… taşa döndürdüğün bu yüreği, Canlandırmaya gücün yeter mi? Bağrımda çürüttüğün sevgi çiçeklerini yeşertmeye kudretin var mı? Çöle dönen yüreğimden yemyeşil vadiler yaratabilir misin? Yâda kaybettiğim güzelim yıllarımı geri verebilir misin? Söylesene geçen zamanı geri döndürebilir misin? Olmaz bir tanem sen suyu tersine akıtamazsın... Bende acılarımı yaşanmamış sayamam... |
Ben bu sevgiyi, yedi kat, yerin dibine gömmüşüm.
Huzur yerine, hicranla doldurduğun şu gönlümü,
Boş yere uğrunda, deli gibi çürütmüşüm.
mutluluk vaatlerinin hüzün garantili gecelere mahkum edilmesi, hicranın ilikleri titretmesi...
umutsuzluk, hayal kırıklığı ve cebri kabulleniliş, güzeldi saygı ve selam ile...