UMUTSUZ İSTİKBAL
Şaşkınlığımı bağışla ama...
Anlamadım, nasıl bir yüzle çıkıyorsun karşıma. Yıllar önce bana layık gördüğün küfranın Sevdanı barındıran bağrıma Bıraktığı onulmaz derin yara kapanmamışken hala. Bendeki...Senle beraber herşeyimi atıp gittiğin o kör karanlığın acısını Unuttuğumu sanıp aldanma... Hani benim sevgim yetmemişti, köprüler yıkıp gitmiştinya, Başka kollarda mutlu olurum sanmıştınya, Yıktığın köprüleri, kırdığın kalpleri arar olmuşsun... Her halinden pişmanlık seziyorum Fer kalmamış sevdiğim o bakışlarında Fark etmiyorum sanma... Bulamamışsın aradığın o mucizeyi galiba... Giderken düştüğünü ifade ettiğin o izbe tuzaklara, Kendinle beraber benide sen düşürmüştün, Benide bırakmıştın feryatlar içinde tek başıma. Hasretine yandığım zamanlarda, dayanılmaz kalp sancılarımda, Sen değilmiydin gittiğin meçhulün çocuksu coşkularında. Bak, dinmiyor bir türlü, sen deştikçe yaralarımın kanı. Gülmüyor yüzüm, dinmiyor gözümün kanlı yaşı Kapatmaya untmaya çalışsamda... Yaktığın gemilerden ötürü, umutsuz istikbalim. Şimdi... Sende çek, bize reva gördüğün hayatın cezasını... Sanma kolay olacak, yıkılan köprülerin, Yakılan gemilerin hesabını vermek... Geçmişin hatırına açmak istesemde sana kırdığın kollarımı, Affettim sanma vefasızlığını... Benim sana değil, sevdamın uğrunadır tereddütsüz ser vermek... |
Şaşkınlığımı bağışla ama...
Anlamadım, nasıl bir yüzle çıkıyorsun karşıma.
Yıllar önce bana layık gördüğün küfranın
Sevdanı barındıran bağrıma
Bıraktığı onulmaz derin yara kapanmamışken hala.
Bendeki...Senle beraber herşeyimi atıp gittiğin o kör karanlığın acısını
Unuttuğumu sanıp aldanma...
hayal kırıklı, pimanlık, hüzün ve vefa güzel harmanlanmış...
+5 puan, saygı ve selam ile...