ÖTESİ YOK
Bugün hayatımızı haczeden bu dayanılmaz melanet,
Safi ruhlarımızı terketmeli kopmadan kıyamet. Kıyamet olmasa da bu şahadete emsal ihanet, Bitmeli biran evvel, bitmeli elbet. Bir gün... Okunmadan dost dillerinde ruhlarımıza rahmet. Bizi birbirimize düşman eden bu melanet, Hezimetlerin kucağında bıçak gibi sözler söyleterek, Sevgi dolu yüreğimizi taşa döndüren felaket, İnkar etsede bu yaşattığı, ayrılık fırtınası olsa gerek... Geçtiği yerlerde kıyametler koparıp harabeler bırakan Kara rüzgarların fesat cazibesine kapılıp giden sevgili! Bu umarsız, bu endişesiz gidiş nereye böyle... Nereye sürüklemekte kader bizi... Farkında değil misin nahoş sözler sarmış dilimizi. Daha dün kor alevler yakıyoken ihtirasla içimizi, Nasıl unutturabildiler ibret-i alemmahşeri sevgimizi. Yoksa uğrunda can verdiğin sevgim gibi Bugün adımı damı unuttun söyle? Bak işte, bu hasta halim senin eserin. Solgun, küskün ve suskun... Gördüğün gibi ruhsuz bir görüntüden ibaretim. Ötesi yok, nihayet can çekişmekteyim. Ben çoktan razıyım Azrail’e can teslim etmeye ve lakin...gelmiyor ki bir türlü emaneti almaya. Doğru yaa...Sen katletmişken bu yüreği defalarca, Azrail ne lüzüm görür böyle boş bir bedene... |