Beş kala,on geçe
Sızarken ayın şavkı
Penceremin kırık kanadından Ayaza çalan düşlerimle Buz kesiyor bedenim Yokluğunda Bam teline nikahlıyorum tezeneyi Önemsemiyorum Beş kala yada, on geçe İfşa ettiğin her kavşakta Sana çıkan tabelaları söküp atıyorum Sana kıyamdayken,adını zikreden Bilcümle heceleri çizerken Ne fark eder Ha beş kalmış,ha on geçmiş Pusulamız çentik atarken izbe sokaklara Caddeler yasta Unutulduğumuz köşe başı dargın bize Sühunetin faslında Ayyaş naraları çınlıyor kulaklarımda Ve tüm şehir alabanda Üzerimize gülle yağıyor Hatırladığımda adını Her şeyi unutma çabasıyla meşgulken Umursamıyorum Beş kala mı,on geçe mi? Yüksünmeden gideceğim Elimde avucumda sana ait Ne varsa bırakırken Sakın ha aklında tut Varacağım yer senli olmayacak Ne beş kala,ne on geçe Seni sana bırakıp Tası tarağı toparladığımda Yalnızlığın asude nefesi ensendeyken Tek başınasın Denizin grisinde ıslanırken Yüzüne vuran damlacıklar Gözyaşlarına karıştığında Düşünme sakın Beş mi var,on mu geçiyor? Yetmeyecek uyumana Hicran-ı gam makamında şarkıyı dinlerken Gözkapaklarına çöreklenen ağırlık İrkildiğinde Çoktan terk etmiş olacak peronu O zalim tren Beyhude değil mi? Zaman denen mevhumda Beş kalmış,on geçmiş! M_ZORLA Resim Nuri CAN |