onların ağlaşmalarına katık ediyorum sana duyuramadığım bileylenmiş en deli zılgıtlarımı
bir tambur duymayıversin kulaklarım en hırçın dalgalar vurur sahilime bir göğe bakar bir de sen derim şiir hiç olmadığı kadar gebe kalır hüzne ve düşer leyl veyle
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Efsûs / افسوس şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Efsûs / افسوس şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
karıncalar ateşime su taşırken aziz göğercinlere senden bahsediyor dolunaylı geceler düşlüyor arada çocuklara senli masallar okuyorum ağlıyorlar
- sen burda gülmelisin maça kızı -
onların ağlaşmalarına katık ediyorum sana duyuramadığım bileylenmiş en deli zılgıtlarımı
bir tambur duymayıversin kulaklarım en hırçın dalgalar vurur sahilime bir göğe bakar bir de sen derim şiir hiç olmadığı kadar gebe kalır hüzne ve düşer leyl veyle
Hani bazen yazamazsın içinde biriktirdiğin kırık harflerinden ,kurulamaz olur bir türlü seni ifade eden cümle...Ve bazen okuyamazsın da ,dile getiremediğin cümleleri bulduğun başka satırları da ,okuyamazsın çünkü her satırında ayrı vurulursun yaşanmışlık ta ki yaşanmışlığa.Parantez içi sırların hükmünde daha çok kanarsın. Sanırsın ki sen uzak durdukça şarkılardan ve şiirlerden canın daha az yanar.Sustukça daha az kanadığını düşünür susarsın ya.Yüreğinde tek umut dilinde aynı duayla .Ve anıların elinde dolaşırsın her gün bir başka semtin çıkmaz sokağında.Ne kendine varırsın ne kendinden kaçabilirsin dar kaldırımlarda.Zaman her şeyin ilacı diyorlar ya yalan!.Yanmışsa yüreğin ,tutuşmuşsa ellerin,her şiirden ,şarkıdan yaralı çıkarsın.Gök kuşağının sekizinci renginde fırtına ortasında ve o kaypak zeminde ,O güneşin bir gün senin içinde doğmasını beklersin...Beklediğin ömrüne bir kez daha değsin diye...Dipsiz bir kuyuya seslenmek gibidir bu ...Sevgi.umut ve adanmışlık adına...
O kör kuyuların dile gelmesi umuduyla soluk alırsın kalan ömrüne,ne yaşamaktır bu nede ölmek,belirsiz arafta sıkışmışlığınla tıkanırsın zamana