şimdi biraz çekil ya da çekilme kâfi bunca zaman gelmeyişin
senli rüyaların tahtına gençliğimin bu kaçıncı başkaldırısı
sahi ben nerdeydim yüzüme bak şu geceyi ve esmer katrelerin resitalini gördün mü seyret ne kadar masum
kapı önünde yaktığım ateşler yüreğimin n/asırına sıçradı komşu bedduasıydı tutan
kum saatinin herhangi bir taneciğinde karşılaşsak diyorum sen şımarsan yanımdan geçerken mutluyum ayakları falan ben öylece baksam niye mi nargile sefasında gözümün önüne getireceğim bir an olmalı ki rahatça söveyim
elma yeşili bürüdü sûretini dost kelâmı tesellisiz bu akşam bu akşam ezan makamsız kazaya bırakılmış üç rekat bu akşam hattuşa’da vakit mahçup selcen yüzler bulanık
II.
malum akşamın akşamcısı sokak ömrümün hangi yıllarına çıkar
en karasından bir çift göz ifadelerde pişmanlık ve gönlün şark köşesinde araf ikilemi
herodotun satırlarına düştü günahımız saçların bir zindanın en soğuk yeriydi kadın orda büyüdü kaşları çatık çocukluğum
"g/elsin artık" derken bir harfi fazla söylediğimi sonradan farkediyorum hep daha doğrusu bizim çocuklar söylüyor
son ağrı kesiciyide çıkardım tabakadan darağacındaki sokratvari tebessümüm son deminde kalk selcen kalk yak şunu ve vur sandalyeye zılgıtlarla üfürelim namussuzu
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Veni/vidi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Veni/vidi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sesiniz ile şiir bir bütün olmuş, dinleyecilere iyi bir şekilde aksettirmişsiniz içinizdeki duygu selini, kaleminiz daim olsun, selam ve saygılarımla...
Bir tahlil, bir tez, bir tüme varım sentezinde dikeni temsil eden tüylerimde okumak.. Keyif aldığımdan fazlası vardı, Tebrikle basit etmek kaçınılmazım.
şiirle zerre kadar alakası yok belki ama şiirde felsefeye gözkırpma, karmaşık ve paradoksal söylemlere yakın dizeler aklıma bu felsefi ve edebi harmonisi teoriyi getirdi...
aşk işte, kendinin dışında her şeyi gösteren bir haleti ruhiye..
zehir içerken gülümsemek/gülümseyebilimek ile darda gülümsemek/gülümseyebilmek arasında ince bir nüans vardır..
dara çekilen tebessüm ise o zaman konuşmamız yersiz..
Burada istiare sanatının nasıl yapılması gerektiğini elbette konuşmamız yersiz olur, ki altında konulştuğumuz şiir iyice iken..
Eğretileme sanatı yani istiare yapılırken bir söz bir başka söz yerine kullanılır, "sokratvari tebessümler" dara çekilir açık benzetme sanatı yapılmış, benzeyen ve benzetilen aynı potada duruyor. Tebessümüm sokrat gibi haksız yere vuruldu, öldürüldü, yok edildi, imha edildi demek ayrı bir şeydir, tebessümlerim dara çekilirken sokratın zehir içme anındaki hali gibi bir hal var ve tebessüm ediyorum dara çekilen tebessümlere, ya da mevcut haksızlığa demek ayrı şeydir.. o zaman başka bir sanata ihtiyaç duyarız:)
temsili istiare...
neyse, maksat düşünceye pencere açan şiirden faydalanmaktır, bağcıyı dövmek değildir..
Baldıran zehrini içerken karısının söylediği " Seni haksız yere öldürüyorlar." sözü üzerine " Haklı yere mi öldürselerdi ? " cevabını da Sokrates vermiştir. Eski bir bakanın gazeteye verdiği bir demeçte okudum iki/üç yıl önce. O paragrafı kesip ajandama koymuştum hala da saklarım.
Benim darağacındaki tebessümümün idamı ip ile, Sokrates'in idamı zehir ile. Onun son anlarındaki tebessümü - ki ettiğini düşünüyorum- benimde yüzümde. Mesele idam. Olay bundan ibarettir şair. Sevgiyle...
Harika bir şiir; '' "g/elsin artık" derken bir harfi fazla söylediğimi sonradan farkediyorum hep daha doğrusu bizim çocuklar söylüyor'' En çok bu kısmı hoşuma gitti nedense, bir zama lar bizim olanın günün birinde el oluşunu hangimiz kabullenebilirizki :( Seslendirme çok daha etkili kılmış şiiri, gerek fon, gerek yorum her ikisi de harika idi. Yüreğinize sağlık.