BİLİR MİSİN ANNE
Kınalar yakılırdı ellere
Aşıklar sazlarıyla sevda türküleri söylerdi Suna Gelin telli duvaklı gelin olurdu Söylesene anne Bayramlarda Benim şeker toplayan çocukluğum nerde Yırtık ceketimin cebinde unuttuğum gençliğim Demiryollarında ıslandığım arkadaşlarım Nar bahçelerinde kuşları kovaladığımız günler Yaz aylarında Damda yıldızları saydığımız geceler Söylesene anne Ocaklarından duman tüten Köyüm nerede Şimdi koca bir şehrin arına düşmüşüm Ucuz şiirler yazıyorum tenhasında Beyaz bır sayfa açtım kendime Oysa ki Şehitlere yakılan ağıtlarım vardı Toroslar’da kar eridi mi anne Al Fadime çeşme başına indi mi Yoksa güllere baykuşlar mı öter oldu Bilir misin anne Dizimdeki bıçak yarasını Kanayıp duran gönül yaramı Kitaplarımın arasında resmini sakladığım kızı Necıp Fazıl’ı yalnız bırakan Kaldırımlar’ı Bilirsin biliyorum Bizleri doyurup aç yattığını Unutmadım Unutmadım anne Şimdi umutlu şiirler yazamıyorum Aşık olamıyorum mesela Bir yanım hep hüzün Gözlerimi tavana çakıp uyuyamıyorum Belki bir gün ağaçlar meyvaya durduğunda Gökçedağı’nda keklikler palazlandığında Amik Ovasında ekinler biçildiğinde Sürüler yaylaya çıktığında gelirim Gelirim anne Sen Şark’tan güneş topla benim için Ben batan güneşe gülümserim senin için Soylesene anne artık susmalı mıyım Yoksa ben ’Babamın öldüğü yaşta’ mıyım Bedirhan Keklikci Açıklama:"PALAZ"kelimesi G.Antep ve çevre illlerde kullanılan yöresel bir ifaded,r..Kekliğin uçmaya hazır durumu için kullanılır genelde ... |