Elveda Gibi
Kapının ardında sanki hep vardın,
Gördüğüm âleme maverâ gibi. Rüyadan geçip de içimi sardın, Kaderden lâhutî bir yara gibi. Doğdun da dünyama bir çift göz ile, Unuttum yıldızı , Güneş’i bile. Akıl durdu bende, fikir nafile… Leyla’dan Mecnun’a merhaba gibi. İzzeti, gururu attım bir yana. Sığındım gizlice yüce Rahman’a. Adımı yazdırdım kara sevdana, Âlem-i ervahta bir rica gibi. Göklerden dilendim hep avuç avuç. Yıllarca bekledim katından sonuç. Ne günahtın bende ne de büyük suç, Tanrı’ya sunulmuş bir duâ gibi. Unuttum dertleri kederi sende Umarken en güzel kaderi sende… Gülünce huzurun kameri sende, Doğardı geceme dilrubâ gibi . Gördüğüm herkestin, sen neredeydin? Ya ben kayboldum, ya sen bendeydin. Âlemin üstünde sırlı perdeydin, Aşk ile biçilmiş bir ridâ gibi. Cennet’ten sunulan yer sandığımdın. “Bir varsam.” Diye hep yandığımdın. Dünya’dan kaçıp da sığındığımdın, Cebel-i Nur’da ki ol Hira gibi. Dünyayı değerdi sohbetin sesin. İçimden ruhumu çekti nefesin. Ondan mı tükendi birden hevesin? Terk-i diyar olmuş bir sıla gibi… Zannettim bitmeyen tatlı rüyasın. Bekledim gönlümü sen de duyasın. Sandım ki sevgide tutan mayasın. Sinemde yeşeren bir nevâ gibi… Sen ki sildin beni, canın sağ olsun. Ben seni yazdım ki, derde dağ olsun. Sevdim ya kıyamam. Ömrün çağ olsun. Temennim Mevlâ’dan, elvedâ gibi… |