SANA BANA KADIKÖY'E DAİR
Önce vapurlar bulandırdı denizi
Önce martılar göründü fotoğraflarında şehrin Önce dokundu bir adamın omuzlarına omuzlarım Önce yalnızlık çok yakışıyordu şehre Sonra rüzgar Sahi bize ne oldu? Çaylarımız üç şekerli Demli mi demli çaylarımız Vapur süpürüyor kalabalığı limandan aşağı İskele çekiliyor ayaklarımızın altından Tükenmez hasretler ilikleniyor iliklerimize Loş sokaklarında Kadıköy’ün Sokak lambaları ve köpekler şahit Tüm aldanışlarımıza Ve ayaz bulaşığı ellerimiz Sokuluyoruz kimsesiz yalnızlığa Çiğlenmiş hep göz kürelerimiz Anasız babasızlığımız Ayakkabılarımızdan taşan ırmak Sesimiz ayyuka fısıltılarda Kendimizi tanımıyor yabancılığımız Gösterişsiz cep aynalarında Rimelleri akmış gözlerimizde hüzün Kırılgan beklemeler sağılttığımız Makyaj çantalarımızda ıslak mendiller Şehir Konuksever esvaplara bürünmüş henüz Uyanıklığa alışmamış gözlerinin mahmurluğu Akşamdan kalma Kelimeler dilinde Tanıdık değil hiçbir hecesi Oryantalist isyan türküleri Caddelerinde şehrin Güftesi bildik şairlerin dillerine pelesenk Seviyoruz oysa çok Aşkımız gürül gürül damarlarımızda Aldırmıyorsun sen çocukluğumuza Ardımızdan fısıltılar Ardımızdan alaylı göz kırpışlar Seviyoruz daha çok Kaçırdığımız güneşleri devşiriyoruz Yeni kavuştuğumuz şehrin Çatı katlarında Birbirimizin yüzünden -Oysa Bütün sermayemi tüketerek Sana verdiklerime rağmen Kesişmeyecek yollarımız Seninle/Kadıköy’le Hiçbir zaman- Yüzlerimiz başka şehirlerin Güneşleriyle aydınlanıyor Saçlarımız bambaşka dalgalanıyor birbirimizden Kutsal yeminlerimiz birbirini boğazlayan Güzel dilekler biriktirdim Çocuktum Cesaretim Damarlarımdaki kandan çoktu Akıyordum bir ummana doğru Kadıköy Kadıköy Kadıköy Yani sen Yani umut Yani göğsümde diken Fotoğraf: Ömer Ergin Yücebaş |