Soylu Resimlerini Astım Yürek DuvarımaSesinin yüzölçümleriydi vakit, kelimelerin raksıydı an En ulu değerlerin bir araya geldiği eski zaman hüznüydü Yemyeşil çimlere uzanmıştı bir anda çocuk gölgelerimiz Gürül gürül ırmakların aktığı bir menzilde şiir yazıyorduk Nar gözesi yüreğin binlere bölünmüştü kulağına fısıldarken Ruhumun ayaz iklimleri değişmiş, mevsim bahara dönmüştü Papatyalarla donatılı bir yataktı aşk, hayallerimiz sevdaydı Mavi bakışlarının gökyüzünü göçmen kuşlar doldurmuştu Çaldık bir sabah umudun kapısını, aşk içtik kuş gagalarından Toprak ısındı sevgimizle, bahar fışkırdı Nisanın dallarından Çiğnedik yasalarını yaşamın, çözüldü gönlümüzdeki buzullar Mutluluk ektik sarı ovalara, şimdi dilimizde aşka dair notalar Rüzgârlı koylarında anların, biz küserdik ıslak yüreğimize Bir ışık seliydi birbirimizi düşünmek, kızıyorduk gecelere Tutkunun derinliklerinde aşk olmayı diledik sessizliğimize Yolduk yapraklarını papatyaların, seviyor düştü repliğimize Soylu resimlerini astım yürek duvarıma, aktı pastel, soldu anlar Senli akışların nehirlerindeyim, çözüldü buzullar, sustu şarkılar Kapıldım gözlerindeki derin nehirlere, ruhumda soylu masallar Seninle geçeceğim mevsimleri, aşkadır biriktirdiğim tüm notlar Bir sabah sensiz uyanacaksam uykulardan, istemem açma perdemi Al yüce sevdanı gönlümden, çok sevdiğin denizlere serp küllerimi Yağmurlar yağsın sevdalı tenime, sensizsem neyleyim mevsimleri Kendi intizarımın hücresiyim ben, çekerim ah sensizliğin sefaletini Selahattin Yetgin |