CAN SUYU GİBİ...SENİ,....ÖZLÜYORUM....!"
"Yokluğunda..! Dayanılmaz denenlere dayanamayarak ,
Ama delice bir dirençle göğüs geriyorum.. Kolay olmuyor , hem de hiç kolay değil , Seni böyle sensiz yaşamak , Yokluğuna inat , İnadına sevmek.. İnat olsun diye değil , Seviyor işte deli gönlüm seni , Her şeye rağmen...Uzaktan da olsa.. Sen , başka bir hayat olsan da , Hala benim hayatımdasın ya ,böyle de olsa.. Seni , eskisinden daha çok seviyorum. Ve yıllar geçtikçe daha da çok seveceğim , Ölüm sensiz gelse de , Gözüm açık gitsem de , Sen bunu bilmesen de... Bilsen ne yollardan geçiyorum.. Sarp yamaçlardan , kıldan köprülerden , Sellerden , bataklıklardan.. Yüreğimde yalnızca küçük bir umut ile.. Solgun da olsa , cılız da olsa o ışık ile , bunu yapıyorum..ve seni özlüyorum , Benim anemon çiçeğim , Donmuş yüreğimde açan kardelen’im , Seni toprağın cemreyi özlediği gibi özlüyorum , Can suyu gibi...Seni özlüyorum..! Hiç gelmeyeceği anlaşılan her kim ve her neyse , beklemek değil artık , Hakk’ tan gelene sabır vacip oluyor.... Özlem ise , tükenmez bir yaşama enerjisine dönüşüyor , belki bir gün diye fısıldayıp , cılız ümitleri ateşleyerek... Hoş görmek , sineye çekmek ,... o , yine gelecek menfaatini aşıp , gönlüne sahip çıkmak , yüreğini yalanı çıkarmama nezaketini göstermek anlamını taşıyor artık.... beklemek değil , olan bitende hayır aramak , sabrederek tevekkül etmek dolaşıyor gönül ikliminde artık... Yokluk , varlığı anlatan ve kıymetlendiren muazzam bir laboratuvar gibi.... Gönül bir denek , araya taraya , yana söne kıvama geliyor... Neşet Ertaş usta özetleyivermiş işte..;" göğnüp hep seni arıyo,...neredesin sen..? SELDA İYİEKMEKÇİ.. |