3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1967
Okunma
Bir kıvılcım ile aklımı aldın
Sevgiyi dünyama eyledin boca
Nevruz’a nispetle gülüm hoş geldin
Yolunda s/üzüldü gözlerim nice
İlkbahar kokuşlum, canım dildadem
Aşkın eşiğinden atalım kadem
Bizim de hakkımız sürmeliyiz dem
Bu bizim sevdamız şefkatten yüce
Destursuz sam yeli çöle rest etsin
Bedeli isterse cana kast etsin
Ardından doğan gün bizi mest etsin
Sarsın dünyamızı bir uçtan uca
Felek yazımızı turalamadan
Kader cilvesini sıralamadan
Can n/akdi perdeyi aralamadan
Ayırmasın Mevla edelim rica
Celil ÇINKIR
Yaşadığı geniş coğrafyada doğa ve çevrenin uyanışının kutlandığı Nevruz Bayramı’nın Anadolu’da ve Türk kültürünün yayıldığı bölgelerde de son derece köklü ve zengin bir geçmişi vardır.Nev(yeni) ve ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen ve YENİGÜN anlamını taşıyan Nevruz, kuzey yarımkürede başta Türkler olmak üzere bir çok halk ve topluluk tarafından yılbaşı olarak kutlanır.
Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart’ta güneş göçmen kuşlar gibi kuzey yarımküreye yönelir. 21 Mart ile birlikte havalar ısınmaya, karlar erimeye, ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar.
Bu nedenle 21 Mart bütün varlıklar için uyanış, diriliş ve yaradılış günü olarak kabul edilerek, Nevruz/YENİGÜN bayramı adıyla kutlanır.
NEVRUZ’un kısaca tanımı böyle..
*
AHİR ÇARŞAMBA
“Bundan 3 yıl kadar önce bir nevruz öncesi Tebriz’deydim. 2010 yılının 21 Mart öncesindeki son Çarşamba akşamıydı. Tebrizliler 21 Mart öncesi son Çarşambaya AHİR ÇARŞAMBA diyorlar ve çok önem veriyorlar o güne. Nevruz gününe denk bir gece adeta. O gün sabaha kadar geceyi havai fişeklerle ve ateşlerle gündüze çevirmişlerdi. Sabaha kadar silah sesleri ışık huzmeleri o coğrafyayı fasılasız olarak kapladı. Nevruz kutlamaları en az15 gün sürüyormuş oralarda. Bir aya yakın kutlama yapılıyormuş Türkmenistan’da Nevruzla birlikte.”
Bu gözlem ve bilgiler; üstünde yaşama bahtiyarlığına sahip olduğumuz, bin bir çeşit coşkulu rengin nakış nakış işlendiği. Ele geçmez sonsuz zengin kültürlerin iç içe geçtiği bu görkemli gizemli ve kutsal topraklar başta olmak üzere, evrensel kültürün seyyahlığını büyük bir tevazuu ile sürdüren ve “Bizim kültürümüzde Ateşin anlamı çok büyüktür. Ateş sözcüğünü söz bohçamızdan çıkaracak olsak kültürümüzün önemli bir bölümü de kül olup gider. Aşkı bile ateşle özdeşleştiririz. AŞK ATEŞİ deriz. Tıpkı Su gibi, Hava gibi, Toprak gibidir ateş."
Ateşin kutsiyetini dile getiren bu sözler değerli şair ve araştırmacı-yazar Sayın Celil ÇINKIR’a ait yine..
5.0
100% (2)