" serçeler asla göç etmez "göç mevsimi geldiğinde leylekler gibi gitmelisin, kanatlarında derin mavilikler aldırma, pencerene serçelerin titreyişini bıraktığına bu şehre hiç bir vakit gülümseyerek güneş doğmaz, üşürsün gözlerimde yağmur taneleri ıslanır ben buluta yaslanırım, bulut bana yaslanır baharı iyi tut avuçlarınla, düşmesin ellerim susmuş benim sizin oralarda gökkuşağı kaç renkten oluşur bilmem ama, bizim buralarda kar taneleri burnundan solur kokusunu bütün adamların bildiği saçlarına üzgünüm, gitme kal diyemem zaten kimse aldırmaz ağız dolusu küfürlerime dudağından dökülen ruj parçacıklarını, farkımda bile olmayan kaldırımlar ıskalamaz alışamadım bu şehrin sokak lambalarına ay ışığının üstümü örttüğü günden beri, ihanetin kozmik odasında gözlerin uyuklar o zaman susalım mı ? bilen bilir, leylekler sıcağı sever, ama serçeler asla göç etmez uytun ............ |