14
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
3227
Okunma
Yüreğimin köküne bastığın hüzünlerin telif hakkını istiyorum senden
Unutmadan, ayrılığa tembihle asya
Başını kaldırmadan konuş benimle
Utancını hâlâ muhafaza edebiliyorsan eğer
Pembeleşmeyen yüzüne öfkelerim tükürür
Bencil kanatlarında taşıyamadığın yaramaz bir çocuğum ben
Hiç oyuncağım olmadığından dolayı
Asabi şiirler yazarak büyüdüm
Senden yüz çeviren kadının topuğuna bakma demişti annem
Anlıyor musun ?
Sus
Konuştukça siyahlaşan kelimelerle seslenme
Ve dokunma bana kırmızının en koyulaşmış tonuyla
İsmimi düşürdüğün yırtık cebine küsmüşüm
Anladım ki,
Derme çatma vitrine konulmuş yalandan bir süsmüşüm
Ancak kırılgan serçenin gagasını sıvazladığın vakitlerde gülümserim
Yoksa ateş karıştıran ölümcül tarafımla öpüşürsün asya
Beni şehrinin bütün kaldırımları tanır
Adımlarımı gören yaşadığıma aldanır
Çok yıkılmışlığım vardır sırtımı kanatan ihanet kucaklaşmalarından
Sarhoş bir gecede yalpalayan son yıldıza tutuşturup bu aşkı
Ölmek istiyorum
Şair yanıma küfrederek
Yüz üstü bırakıp bütün somurtmalarını
Keşke göç mevsimine denk getirmeden derleseydin,
Senin için akıttığım göz yaşlarımı
Sancılı uçuşan turna katarlarından muzdaripken
Ağırlamalıydın,
Tüm misafirperverliğinle kabuk bile tutmayan yaralarımı
Yenilgimizi kabul et asya
Çekilen tetiğin telafisi olmaz
Uykusu gelmiş bu sevdayı koynuna alacak tabut ısmarlayarak
Gözlerinin renginden yığdığın son tümülüse göm beni
seni ölümüne sevmek de güzelmiş
Hoşça kal asya
---- aras ---
5.0
100% (14)