Onunda babası vardı
Onunda babası vardı
Yiğit mi yiğit, Delikanlı mı delikanlı, Dağ gibi yürekli,sevgi kadar temiz Sevdalar gibi zarif Ve denizler kadar şefkatliydi Saçlarını hep babasına taratırdı Umutlar tenhasında umudu hep babasıydı Unutsa,unutulmuşluğun hüznünü taşırdı kalbi Gözlerinin mavi derinliğinde bir damla yaş kalsa Uzanırdı ellerine elleri Bulut gibi bembeyaz elleri vardı Belki de bunun için gül renkli yüzüne hayran kalırdı, Onunda babası vardı. Sımsıcak umutları vardı. Şimdi hayalleri yaralı Bir kanlı pusuda Şehit düştü babası Ona şimdi şehit kızı diyorlar Unutmayacağız dedikçe Biliyorum unutacaklar Geleceğe dair umutlarını Yeşermeden dalında solduracaklar. Yetim ne demek şimdi daha iyi anlıyordu. Soğuk kış gecelerinde kuşlar nasıl titrer Yüreği üşüyünce anlıyordu Annesini bekleyen yavru kuşların çığlıklarını Şimdi derinden hissediyordu O çocuk kalbinde Karanlığı delen kurşun oysa Mehmedimin şakağına ölüm boşaltırken Şehit tabutuna şimdiden kazılıdır ismi Kim demiş şehitler yıkanmaz diye ? Ya bu yağan yağmur nedendir, Rabbimin lütfu değil midir! Umuda haykırışın yokluğuna sitemdir Bir şehidin gözyaşları, Yüreğine saplanan hançerdir. Öyle bir ağlıyordu ki içinde, Kumruların çığlığını bastırıyordu. Sahipsiz bir yetim hüznüyle hıçkırıyordu güller Mirası onur ve silahtı babasından kalan Hainleri öldürürken kan lekesi kalmıştı üzerinde Vatan çiçeği kolay yeşermez Ancak şehit kanıyla büyür, Ki yurdum Mahşere kadar Türkün kalsın Ne yiğitler düşmüştü toprağa Bu ay-yıldızlı bayrak için Yeter ki Bayrağım kahpelerin ayakları altında çiğnenmesin O da bu duygularla selamlıyordu Babasını, askerlerin omuzlarında taşınırken Çaktı selamını kanlı gözyaşlarına bakmadan Belki yaşı küçüktü Ama yüreği dünyalar kadar büyüktü Sen gülümseye devam et, eşkıyanın başı Ölümün çok yakındır, Bizler ölümü öldürmüş bir milletin çocuklarıyız Kutsal şerefimiz vatan için,bayrak için Dünyayı yakıp yıkan Cengizlerin,Yavuzların soyundanız Sen bilemezsin bu duyguyu Şahsiyetsiz bir milletin evladısın Yaktığın evlere benzemez Türkün yüreği İhanetleri söndürür isterse içindeki cevher Vatan sağ olsun diyen şehit analarının Çığlığı volkanları harekete geçirir İntikam çığlığı kopar Zulmün doruğundan Korkunun ecele faydası yok derler Öyledir, Türkün tarihi Kendisini arkasından vuran milletlerin Yeryüzünden kazınmasıyla doludur Sıra sana da gelecek ,sabret! Şehitlerin ahları bile seni toprağa gömmeye yeter Ürettiğin mikroplar tez elden geberir elbet. Yüreğinin en güzel yerinde kin gizliydi artık Ele vermeden kanla beslenen güller yetişir gülgun kalbinde Sevgileri yaralanmış umutları solmuş Bir yürekten ne beklenir ki daha fazla Lazım olmuşsa ağlamak Sen yinede ağlama küçük kız Yokluğun hüznü babanın varlığına hasretini perçinlese de Dokunaklı mısralar seni üzmesin Atalarına,şehit babana layık biri olman Babanı mutlu etmeye yetecektir. Sakın ola sevindirme hainleri Yazık etme geleceğine Kuran sesini ,bir Fatiha’yı esirgeme Mezarına gidersen babanın Ne kadar unutsa da yine yaşıyordu Belleğinde ayrılığın kabusu Türkülere veriyordu kendisini Dudaklarının hiç unutmadığı bir türkü vardı Uzun seneler geçse de hiç unutmuyordu Hep o türküyü söylüyordu ta yüreğinden: ‘’Alıştım hasretine Alıştım gök gürültüsüne Bir tek senin yokluğuna Alışamadım babacığım Hüseyin Özbay |
bari beyaz kurdale verselerdi!
ben tekrar tekrar tebrik ediyorum...