EĞİL
Mırıltı
Zırıltı Şırıltı Herhalde en iyisi bu Hayat mırıltılarla geçiyor İnsanların geneli zırıltılarla yaşıyor Şırıltılar insana dinginlik verse de kâr etmiyor Mırıldanmadan yüksek sesle konuşabilmek Zırıltılardan uzak, benlikle yaşabilmek Onur üstüne onur sayılsa da Yaşayabilmek zor zamanda Hayatın en ucuz yanı Seçmektir kolay olanı Kolay olan boyun eğdirir İnsanı orada burada gezdirir Hiçbir şey değerli değildir, insanın özgürlüğü kadar Ne var ki, değişmez değiştirilmez kurallar İnsanların oluşturduğu kutsallar Onlar adına üretilen tabular İnsana dünyayı ediyor dar Bir ideoloji, diyet istiyor insanlardan tarih adına Bir düşünce, batıya insanları köle kılıyor özgürlük adına Mırıldansak mı? Zırıldansak mı? Şırıldansak mı? Belli değil Yetişme yetiştirme düzeni, parolası “eğil boyunlar eğil” “Sen bilirsim, ağam, paşam, mirim sen bilirsin Sen vatandaşsın, bugün git yarın gelirsin Dilin ucunu sürekli yalanda gezdirirsin Mızmızlanma, insanı bezdirirsin” Böyle geldi Böyle gidecek Bu işler ömür içinde düzelmeyecek Nesilden nesillere miras olarak devredilecek Hani bir hikaye vardı “Hakim bey bu dava bana dedelerimden kaldı” Bozuk düzenleri düzeltme davası Adaletin yüz karası olarak zamanları sardı Bugünden sularımız klorlu Yarına ekilen tohumlar hormonlu Görüntü insanın içini açmıyor Eğilmeye alışmış insanlar, eğilmeden duramıyor 08.03.2013- İzmir |