iki erik ağacıydılar bir evin bahçesinde birisi kuzeydeydi birisi güneyde kuzeydeki kandı aş çalan kadınlara güneydeki candı can can çocuklara yaşıyorlardı yıllardır şehir denen güneşsizlikte zor olsa da
kanın dalları uzamış gitmiş komşu balkona varmış kes kes diyordu boyuna kuzeydeki çulsuz kesat
canın dalları ıramış gitmiş sınırı aşmış kes kes diyordu boyuna güneydeki çapsız fesat
kızdı adam bağırdı çağırdı kuzeydekine güneydekine sövdü saydı yumruk attı havaya tokat attı duvarlara aldıran olmadı sonra balta aldı kilerden kesti ikisini de kökten doğradı odun yaptı üzüldü çok çöktü ağladı
sonra bindi çakal atına yürü dedi dağlara az gitti uz gitti vardı bir su kenarına kazma kürek salladı iki sığ çukur kazdı iki çekirdek almıştı gelirken o iki erikten çıkardı cebinden öptü okşadı attı onları çukurlara kattı nemli topraklara
konuştu adam oturdu anlattı dedi önce kök salın toprağın derinlerine sonra uç verin çıkın yerin yüzüne dallanıp budaklanıp büyüyün güzelce uzayın başınız bulutlara değsin yayılın kollarınız dağlara ersin burada özgürsünüz yaşayın senelerce
sevindi adam güneşe el salladı sonra bindi çakal beygire sürdü burgaz şehrine…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İki Erik Ağacı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İki Erik Ağacı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.