Bir tesbihin imame'sindeydik biz...Hicrana baş göz ettiğim zamanda kaç düş’ünü kattın? Sensizliğe yeni bağdaş kurdum. Sabırsız. Susuz. Polisiye bir romanın baş kahramalığına soyun/durul/muş bir yürek ......... Sana sus/u/yorum. Musalla taşına bir boşluk düşerken söyle beyaz duvağı nasıl giyeyim? Dudaklarımı dudaklarımdan sökme/me izin ver, cancağızım Duyma çığlıklarımı, Hıçkırıklarımı.. Senli cümlelerimi sakladım, yastık altına. Susmalarım/n’la.. Düşsüzlüğünle yorma kendini. Yitirdin, b/seni artık. Zaman kendini öldürmeye yeltenmesinde. Senle başlayan yine senle biten o kadar çok şey var ki! Savaşmayacaksın biliyorum. Bari benim için, “ bizim “ için savaş. Yokluğa yuvarlanırsan Seni takip edecek o kadar büyük ölümler sıra gelir ki Hani Bir göç kadar devasal. Sakın kaybolma. Gitme cancağızım...................... Bir tesbihin imame’si düşünce ne hükmü kalır geride kalanların iki gözüm..... Çıkmaz sokakların, Adressiz sorguların içinde şizofren bir hal Biraz da yorgun. Vuslat bir uçurum ötesi. Duvar ha çöktü ha çökecek derken Yürüyen bulutları üstüne geliyor usulca. Misket karası gözlerine doyamamıştım halbuki musalla taşının soğukluğu neden tattırmaktasın ey yâr Ayaz kesmekte ellerin/mi, Cemalini esirgeme benden. Cennet’im. Eğdirme Züleyhayı. Ben seninle var’oldum. Ya yanında beni götür, ya da beni de öldür cancağızım.... gordion 05/03/2013 |