Sebebi anlatmaya gerek var mı...?Var varrr...!!!
Afrika’ da bir kabilenin kadınları, o kabilenin gelenekselleştirdikleri inançları ve beğeni anlayışına göre, çocuk yaştan itibaren boyunlarına halkalar takıyorlar. bedeni gelişim tamamlanana kadar da halkaların sayısı üst üste konmak suretiyle artıyor. Son olarak, halkalar çıkarıldığında kadınağızlar başlarını dik tutamadıkları kuğu gibi bir boyuna sahip oluyorlar...Uygulamadan vazgeçmeleri imkansız, çünkü kanıksamışlar.... İşkencenin dik alası, ama, adet, gelenek ve olmazsa olmazı kadın olabilmenin.....Bu güzel hanımlara biçilen toplumsal rol, bizimkilerden pek farklı değil ...sopa ve sıpa ikilisi,...Kabilenin yandım akıllı adamlarının görmek ve sevmek istedikleri model bu....Ama içlerinden bazıları afaroz edilmeleri göze alıp, şöyle demişler kendilerine dönüp..:" ya bu halkaları ne zaman takmaya başladım hatırlamıyorum, ama, artık canım yanmasa da önceleri anımın çok yandığını hatırlıyorum... kızımı doğurduğumda boynunda halka yoktu, şimdi birkaç tane var ve anım yanıyor diyor....Ben de rahatça etrafıma bakmak , onlar yokken başımı ellerimle değil boynumun üstünde tutmak istiyorum..Benim için geç ama kızım için değil.." Bu kırılma noktası...Sonuç onlar için şimdilik gelenekte müthiş bir devrim..Sebebi anlatmaya gerek var mı...?
Orası Afrika... Medeniyetten bi-haber....Japonya’ yı atlamayalım...Medeniyet desen var, devlet geleneği desen o da var....Ve ayaklarına giydirdikleri tahta ayakkabılarla minnacık ayaklara sahip kılınan, ayaklarının minikliği kadar da sesi duyulan Geyşalaştırılmış kadınlar...Toplumsal rolde değişen bir şey yok... Ha, elbette modern dünya kültürüne ayak uydurma da arka sıralarda değiller artık, ama gelenekselleşmiş inanç, hakimiyetini sürdürüyor.... Tercih yine, hiç değilse gizliden geyşalık.... Batı alemi, bir başka alem....Kadının adı yok..hatta lanet olası bir ŞEYTAN, potansiyel cadı, ....önce yatmalı, sonra günaha soktun deyip kırbaçlamalı, olmadı yakmalı...cinnetinden kurtulalı çok oldu ama,..şimdi de istismarın bini bir para.....Hem de, eşitlik, adalet, hak hukuk ve çağdaşlık adına. Geldik Orta Doğu, Orta Asya ve Anadolu’ ya...Orta yerinde Mezapotamya....İlk adam ve ilk kadın,..İlk aşk, ilk sahiplenme ve ilk aile. İlk ortak yaşam, ilk ortak akıl...Sade, menfaatsiz, köreltmeden, köleleştirmeden,...yaratıldığı gibi... Kadının bu coğrafyalarda hem adı var, hem etkinliği,hem de mücadelesi...Bilim adamları, meşhur Amazonların genlerini Moğolistan’ da, Moğol kadınlarında buldular, nerelerde umuluken, umulan yerlerde bulunamazken... Kadın, bereket,..Kadın hükmedici,..Kadın, terbiye eden,.. kadın itaat edilen,...Kadın saygı beslenen,... Kadın, sevda, uğrunda baş kesilen, dağ delinen, suna boylu yar,...Kadın can yoldaşı,..Kadın en mübarek emanet,....Kadın ziynet,...Kadın,.. ANA......Savaş, ticaret kaç göç derken, buralarda nasibini aldı elbet vahşetten...Ve kadın, tarih boyunca ve hala istismar ediliyor pek çok şey adına.. Aslından uzaklaşma, uzaklaştırma belası organize bir şekilde karşımızda... Sinir bozucu olan, insanların, küçük yürekleri son durak yolcusu haline dönüştürürken, yenilen herzeyi, nefse uydurulan inanç ve gelenekler taassubundan mut evellit " organize işler " le haklı çıkarmaya çalışmaları.... Küçük yürek bu Şebekeden parmağını çekip, boynuna halka takmamayı aklına koyduysa, hayatı on ikiden vurduracak nişanı almış demektir... ATEEŞ.......! ...SELDA İYİEKMEKÇİ... |