Ay Sarınca Geceyi
Ne unutabildim hazanı, ne yaza varabildim.
Ay sarınca geceyi Ben ! Ben yalnız kendime esirdim Yalnız kendime yenildim. Hiç kimseler duymadan,kimseler bilmeden Ben yalnız bende bittim. Ne yana döndüysem yağmur oldum, kar oldum Ne zaman bir şiire uyansam, çıkmaz bir yoldum Fecir vakitlerinde ateşten kordum Çarkları döndürse de gecenin yoksun sevinci Serseri bir uyuşukluk sardı tüm bedenimi Ayın şavkı saplandı gecenin karasına, incitmeden Gönlüm hüzün gemilerinin liman şehri Tam gözünde yaşıyorum hayat denen cehennemi. Hani diyorum da ! Bir annenin şefkatiyle sarılsa Bir kuşun sıcaklığıyla örtse üstümü düş masalı Karanlıkta çoban yıldızım olsa umudun aydınlığı. Ah ! Ah bir gelse yaz baharım Yıldızlar yağsa rüya gibi bitmesini istemediğim Çıkagelse uzaklardan da üşümese yüreğim Cemreler düşerken toprağa Gül yangınlarında ısınsa tenim. Göğüne kavuşmuş bulut olsam,çiçek çiçek sevinç Ay sarınca geceyi. Ben ! Yaprağına hazan düşmüş kır papatyası Bir demet menekşenin feryadı, yası Gül ile bülbülün hasret niyazı. Bilirim ki ! Şimdi gecenin geç bir vakti Buz gibidir şimdi rüzgarların seheri. Ama ! Yağsa da yağmur,patlasa da fırtına. Hüzün inlese de gecede Ateşler de yansa da bedenim Yinede dalga dalga Mavi bir nefestir içim. Ay sarınca geceyi Bir başka bakar sonbahara kar yangını gözlerim Beyazın ışığında demlenir avuntusuz sevgim Hüzün yerleşince gözlerine şiirin Asi bir kalemin gece yarısı cümlelerinde Sınırsız duyguları kutsar Kucak dolusu çocuk yüreğim. Yüksel Beyocaktan. Kalbimi kırdıkça hesapsızca, sustum öylece..Gözlerime doldu gece. |