İllüzyonum ve Ben
Doğusuz topraklar vardı önümüzde uzanan
Tepeler vardı ayrık birbirinden Dikmemiz gereken. Bozkırı sevdik en çok Sarılmıştık umarsızca çimenlerine Bir ana gibi kucaklayarak bizi Ve bağlayan birbirimize… Kalabalıksız yürüdük sorumsuzca Bitmedi çöl Konuşmasız yürüdük yazgımıza Başlayana kadar yüzeyinde kendimizi seyrettiğimiz göl… Biz iki yüz Birbirinden farklı Ve birbirine bir o kadar benzeyen Biz iki gülücük Biri şeytansı hafif; Diğeri büyük Bir meleğin kanatları gibi Süzülen rüzgarların üzerinde zarif… Kandırdık kandırılmayı seven çocukları… Ne kadar da kırılgandı oysa O vakur ve dimdik gibi duran Bedenimiz fırtınaların ortasında. Utandık Cenneti göremeyen gözlerin önünde Ki biz Kevserin suyunda her sabah Temizlenip arınmaktaydık… Anlatılmaz Bu yaptığımız büyü sır Bazen o benim başımdan çıkan tavşan Ya da ben O’nun kılığına giriyordum kimi zaman… Yanılttığımız kadar yalnızdık sahnede Ama sevdik yine de eğilmeyi alkışların önünde… Kaybolmadık buradayız henüz Saklanırız matruşka gibi birbirimize Kimi merakla bakar sahte yüzümüze gündüz Kimi kapatır gözlerimizi acıyarak hırıltılı gecelerde… |
şahane idi sevgili şair
biz......iki ayrı ipte, tek yürek olmanın farkına varabilmeliyiz.
o zaman yükseklikler baş döndürmez, uzaklıklar önemsenmez... hayat böyle tatlı olur
biz olmayı bilirsek.