Sol yanım denizyürüyorum… hiç arkama bakmadan elim cebimde - başım dik ağzımda sigaram ıslak saçlarımı tarıyor yağmur gözyaşı gibi süzülüyor yanaklarımdan yürüdüğüm kaldırımlar kirli çukurlar oluşmuş yanaklarında - yaşlanmış kim bilir ne âşıklarla yürümüş ne ayaklarla öpüşmüş yürüyorum bata çıka sağımda şehir - renkli taşlardan dağ gibi içinde kaybolur gibiyim çoktan kaybolmuşum aslında kayıp olmuşluğun içinde kaybolmaktan korkuyorum herhangi biriyim - herhangi yerde neyseki umutlarım taze duygularım zinde hala özlüyor seviyorum komşularım hayalet bir ben içip türkü söylüyorum yürüyorum sol yanım deniz prens adaları az ötede belli belirsiz sanki torpil yemiş bir gemi biraz sonra batacak gibi ışıkları görünüyor kıyılarının biri diğerlerinden parlak kafasını uzatmış en öne ötekiler çekingen silik zar zor seçiliyorlar ya da hiç görünmüyorlar afacan çocuklar geliyor aklıma hep en öne fırlayan bir şeyin ardına saklanmadan yağmura gizlemeden gözyaşlarını erkek gibi doğrusu bir kadın gibi ağlayabilmek utanmadan içten ve yürekli dem vurulur yiğitlikten bir araya gelende özdeyişler düzerler kendilerine “erkekler ağlamaz” mış fosilleşmiş korkuları - taşlaşmış bir kadeh içkiyle çözülürler yenerler korkularını sonunda bir kadının göğsüdür başlarını koydukları ya ağlarlar salya sümük - ya döverler en cesur pozlarıyla ya da geçmişine söverler tam bir erkek gibi yağmur acımasız tükürür gibi vuruyor yüzüme pişmanlıklarım geliyor aklıma çocuk olmayı düşlüyorum yeniden yaşamak geçmişi yeniden kurmak geçmişten geleceği hayallerim daha parlak daha duru daha derin şimdi velhasıl girdabında boğuluyorum koskoca şehir umarsız kör sağır dilsiz ve duyarsız kahroluyorum… yürüyorum... bir yanım şehir bir yanım deniz denizde balık olmak zor olmalı her yanda balık ağları aynımı balıkçıyla balığın kaygıları yürüyorum boş düşüncelerle söylediklerim kendime ne balık duyar ne insan bazen şehir dağ gibi - altında eziliyorum bazen çıkıp burçlarında geziniyorum insanlar ayaklarımın altında gökdelenler kartondan oyuncak sessizce karışsam mı kalabalığa balıklara söylesem alırlar mı yanlarına yoruldum yürümekten tabanlarım ağrıyor - üşüyorum yolun sonuna geldim köşeyi dönünce kırk elli metre kürkçü dükkânı çocukların kavgası duyuluyor sokak kapısından “babam geldi” diyor Deniz her yanım öpücük yağmuru bir buse alıyorum helalimden “hoş geldin” dedi mi hatırlamıyorum sonunda en mutlu olduğum yerdeyim her şeye rağmen sahici aşkların içindeyim h.kesimoğlu |
Yüreğine kalemine sağlık, yürek sesin hiç susmasın.....
Saygılar selamlar