Münacaat
Gün gün öyle olurum ki
Bir yanardağ patlar içimde Kaynar kazanlara atılır Ve anlarım ki: Ateşten gömlek giymekmiş aşk. Sevgi kavuşamayınca aşka döner İçimde buzdan bir saray yaptın yar Üşüyorum, Sıcak bir gönül olsa diyorum ya Hayır, erir gider Senden kalan son hatıralar. Yoğruldum biliyorum Acı, sevinç öyle bir yoğurdu ki Nasıl bir şey; Yaratıldığım saf balçık, Nasıl dayanır buna Soruyorum: Evet çatlasın varsın gönül Susuz topraklar gibi. Ne kadar tatlıymış Her an ölüp, Bin umutla doğmak, her gelen gün üstüne. Baharlar biriktiriyorum içimde Ayet ayet Sure sure Herbiri öyle derin ki. Rabbim diyorum: Acı olmadan anlaşılmaz mı Gönül bu ateşler içinde yanarken Derin bir ah olurum. Diyorum ki: Ha gayret dayan, Seni senden daha çok seviyor Yaradan. Toplanıp yeniden ileri atılıyorum Demiştim ya Hz Yakup nasıl beklemiş Yusuf’u Yıllar yılı içinde yükselen hasret dumanı Ta Hz Yusuf’a varmış. Yusuf gibi, Issız bir kuyuya attıldı gönlüm Her şeyin sahibi Rabbim elbette Bırakmaz kulunu çaresiz, umutsuz beldede. Açılır birden karanlıklar Biliyorum sabah yakın Rabbim hiçbir şeyi boşuna Yaratmaz Elbette hikmet üstüne hikmet vardır. Rabbim Yerlerin, göklerin ve ikisi arasındaki her şeyin Tek sahibi Sensin Biz nankör ve aciz kullarız Neyin hayırlı neyin şer olduğunu Sen bilirsin, Bizleri dosdoğru yoluna ilet Salihlerin yoluna Onlar ki gönülden teslim olmuş Hamdlerle Sana yönelmişlerdir. Amin amin amin (Şubat 2013 İstanbul) |
kelamlarına sağlık..
saygılar..